Bağdãtî Ruhî Şiiri - Zeyno Garagız

Zeyno Garagız
19

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Bağdãtî Ruhî

Bağdât’ta doğdu şâir, devir atlattı çağlar,
Şiirler destan yazdı, tarih sessiz ağlar,
Hünerlidir kãlemi mazluma derman sağlar.
Gökten süzülür nurun, ışık saçar Bağdâtî,
Hanlardan saraylara yollar açar Bağdãtî.

Karanlık devranlarda yürüdün sen özünle,
Mazlumun yarasını sardın ateş közünle,
Korkan gönüllere ümit oldun sözünle,
Adalet diye yanan bir nefestin Bağdâtî,
Yüreği dağlayan bir hevestin Bağdâtî.

Gönüllerde büyüyen nice ince duygular,
Rûhî’nin sözlerinde saklı duran bulgular,
Hayãle yön vererek biçim alır kurgular,
Hakikat iz sürerken yön bulurlar Bağdâtî.
Bu yönde dirilirken iz olurlar Bağdâtî.

Zora boyun eğmedin haksızlığa kanattın,
Askerlik görevinle birlikleri donattın,
Dünya karanlığında kãleminle sanattın,
Cesaretinle çarpan yürek oldun Bağdâtî.
Yanlışa ve doğruya çare buldun Bağdâtî.

Sözlerinle can verdin mazlumların izine,
Yüreğinle savundun haklı olan sözüne,
Her mısran ışık saçtı karanlıktan özüne,
Şiirinle mest ettin özlerde hep Bağdâtî.
Mirasların bıraktın sözlerde hep Bağdâtî.

Bağdat’ın yollarında sürer devranın izi,
Terkib-i bente taşır herbir şiire sözü,
Bütün zulmeti çözer gönüllerdeki özü,
Şam’da hakka kavuştun nãmın saldı Bağdãtî
Asr ile asra süren sırrın kaldı Bağdâtî.

Zeyno Garagız kalemi 🖊
Muhammes kalıbı
10-12-2026

Zeyno Garagız
Kayıt Tarihi : 15.12.2025 09:56:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bağdâtî hayatı🖊 Adı Osman olup Bağdat’ta doğdu. Bağdâdî nisbesi kendisine “Rûhî” mahlasıyla şiir yazan on kadar şairden ayırmak için sonradan verilmiştir.  Bağdâtî Rûhî, doğduğu coğrafyanın ateşle yoğrulmuş şairiydi. Onun için kelimeler bir süs değil, bir silâhtı. Kimileri şiiri gönül eğlendirmek için yazdı, kimileri methiyelerle saray kapılarını çaldı; ama Rûhî, mazlumun kapısına dayanan tek şair olarak kaldı. O, insanların iç geçirmelerini duyan kulak; kırık dökük sesleri toplayan gönül; hakkı gizleyen perdeleri yırtan bir nefesti. Zamanının düzeni çökmüşken, adalet sesini kaybetmişken, herkes susmayı öğrenmişken, bir tek o konuştu. Her satırı bir sitemdi, ama boyun eğiş değil; her sözü bir yaraydı, ama kanamak için değil, uyandırmak içindi. Rûhî, şairlikten çok daha fazlasıydı: Halkın nefesi, çaresizin iç çekişi, yoksulun gözyaşını saklayan bir kitap gibi, sessiz kalmış binlerce kalbin diliydi. Kalemini mürekkebe değil, dünyanın azabına batırdı. Halep sokaklarında yürürken onu görenler, gözlerindeki ciddiyetten anlardı ki bu adamın derdi kendisi değil; bir devrin çürümüş yanlarını yüzüne vuran bir hakikat savaşçısıydı. Sözünü sakınmazdı. Çünkü susmak, zulme ortak olmaktı onun için. Onu büyük yapan yazdığı mısralar değil, o mısraların arkasında duran cesaretti. Çok yaşamadı, çok rahat etmedi, çok alkış görmedi… Fakat ardında öyle bir miras bıraktı ki, yüzyıllar geçse de hakikati söyleyen adam olarak hatırlanacaktı. Bağdâtî Rûhî Bir devrin aynası, Karanlığın içine atılan bir kıvılcım, Ve unutulmuş adaletin en gür sesiydi… Zeyno Garagız kalemi 🖊 10-12-2025

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!