(Bağdatlı çocuklara özür niyetine! ...)
Bağdat’ta çocuklar kelebekler gibi kanatlıdır,
Coni cehenneminden cennete uçmak için…
Orda takvimlerinde bahar yoktur çocukların
Simsiyah bir örtü serilir bembeyaz yüzlerine
Kapkara sular iner bükülen dizlerine…
Bağdat’ta çocukların başını okşayan eller,
Çoktan toprak olmuştur bombaların gölgesinde
Hepsi de bir gülistanda gül niyetine büyür
Her akşamüstü varoşlarda ölüm kol gezer
Yürüyen tanklar çocukların hayallerini ezer.
Bağdat’ta çocukların yüzüne sürmelenir kapılar
Albümlerde soluverir çocukça tebessümler
Rüzgâr tarar yavruların dağınık, kirli saçlarını
Güneş batar batmaz hanelere karanlık iner
Öksüzlerin gözyaşları ancak uykuda diner.
Bağdat’ta yürek dağlar bebelerin serencamı
Petrol kuyularında kaybolur çocukların düşleri
Postalların altında insanlık kıyama durur
Hoyratça çiğnenir bahçelerde açan gonca güller
Hakikati inkâr eder ateşte yanası diller.
Bağdat’ta barut ve kan kokusu dağlara siner
Savaş korkusuyla uykular bölünür orta yerinden
Korku yatak, nefret yorgan, ölüm yastığı olur
Bağdat’ta sevgisiz, aşsız ve başsız büyür çocuklar
‘Anne’ diye kaldırım taşlarına sarılır da uyur çocuklar! ...
Kayıt Tarihi : 26.10.2016 18:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!