...Mahallemin Destanı-
................*......................
Hastane arkasında mısır tarlası
Kenarında bir tay var, bir de anası
Tilki-tavşan görürüm...yılan darası
Ah, elimde kalmadı bir hatırası!
*
Bin dokuz yüz elliyle altmış arası
Dövenler, yabalar.. buğday tarlası
Taşıtlar; öküzle at arabası
Yolları tezekli çamur deryası
Dedim ya elimde yok hatırası
Ama belleğimdedir her bir sayfası
Dört bir yanda ıssızlık, korku dünyası
Çakalların-tilkilerin futbol sahası
Yalnız gelene, derler; “us fukarası”
Bu yerlerin çevresiyse, huzur dünyası
Yoksullukla mutluluğun harmanlanması
Dostluğun, hoşgörünün yeşil vahası
Türkülerin kokusunda Balkan havası
Her birinin, içimde var hatırası
Rum’dan kalma taştan binalar
Bahçeleri çevreleyen yıkık duvarlar
Bu duvarlar içinde mutlu insanlar
Aynı kaba, beş-on nüfus kaşık çalanlar
Sabah ezanında işe koşanlar
Ekmekleri penevite koyanlar
Sularını, kuyulardan alanlar
Kilimini Sarıkız’da yuğanlar
Aynı yerde inek-koyun bakanlar
Bakır kaba beyaz kalay çalanlar
Avlulara saz demeti yığanlar
Bu sazları ıslatıp tokmaklayanlar
Buralara geldikçe hep canlanırlar!
*
Selam verir karşıdan mor Korudağlar
Muhtar Besim Amca, selamı çakar
Komşusu Hasan Aktaş kadayıf karar
Buğday eker-sığır bakar Süleyman Ağa
Rüştü Karlıdağ patates toplar
Hasan Bozkurt, veresiye şırlanyağ satar
Işıktan, sebzeleri küfeye koyar
Terzilerin terzisi Muhterem Ağabey
Caddeye baka baka pantolon yamar
Ahmet Bey Sokak’ta esince rüzgar
Sinemacı Rıza Ağbi dışarı çıkar
Atlar hemen o meşhur arabasına
Aile Sineması’nın yolunu tutar
Buralarda her insan işine bakar:
Kahveci, müşteriye demli çay yapar
Hasan Öngür, vitesi hep üçe takar
Ezan sesi duyulunca taş minareden
Yollara düşüverir bütün yaşlılar
Demir Bozkurt düğün yapar çocuklarına
Darbukalar, zurnalar, cümbüşler çalar
Karpuzcu Ahmet Aga muzip adamdır
Gazozu testerenin tersiyle açar
Maytap gibi “paat! ” diye patlar gazozlar
Açılan şişelerden köpükler taşar
Davuluyla dans eder Davulcu Yaşar
Hasır örer Remziye, çocuklar oynar
Haşim Aga fırını erkenden yakar
Sini sini ekmekleri fırına atar
Aynı anda Upraklar açar kahveyi
İsteyene bir çavdar kahvesi yapar
Salim Hafız camiye köşeden bakar
Sırtını Turşucu’nun evine dayar
İşi maliyededir; hep para sayar
Kahvesini içmeden işine koşar
*
Ramazan İşlek Ağbi biner kamyona
Yağmur-çamur-kar demez, düşer yollara
Peynir helva-boza yapar Ramadan Aktaş
Soğan-ekmek almak için çocuklarına
*
Selahattin Turşucu usta bahçevan
Sebze verir, satsın diye “İmamoğlu”na
“Betonlar Altı”nda türküler söyler
Hoş seda kalsın diye torunlarına
Berber Şevki,berber Rıfat ve berber Cevdet
Çocuklara alabros traş uygular
“İşim var, gelemem! ” demez hiç biri
Çağrılınca hastaya- yaşlıya koşar
Tahsin Soysal, Ahmet Uysal, Behlül Işıktan
Bunlar gibi, mahalleli daha bir çok can
Hem okur hem çalışır; boş zamanlarda;
Kimisi babasına yardıma koşar
Kimi de panayırda, ciklet- su satar
*
Veli Karlıdağ ile Hasan Katıksız
Müşteriye sıcacık mısırlar sunar
Ve “soğuk demirci” Hamit Ağabey
Şişelere Niyazi Gazozu koyar
Ellilerde-altmışlarda böyleydi olay
Kahveye az çıkardı kimi komşular;
Örneğin; Ahmet Öngel ve Yıldırırlar
Tümerler, Peynirciler, Banguoğullar
Şilitler, Serçiler ve Karataşlar,
Dinlersöz, Sarıçan, Gaytancıoğullar
Kamil Abacılar ve Katıksızlar
0dacı Hasanlar, Murat Vardarlar
Soysallar, Uysallar, 0smanağalar
Çorapçı Fatm’abla ve Özcan Kurtlar
Nezir Amca, Elfid’abla, Ayşe Halalar
Atik’abla, Aziz Aga, Cambaz İsalar
Arabacı Bayram Agbi, Zila Ablalar
Lofçalılar, Gökalpler, Karadayılar
Yıkılmazlar, Gürseller, Altınağalar
Ve Kahveler Önü’nden su taşıyanlar;
Hasırcı Kemaller, Ayaroğlular
Avgerler, Kaleliler ve Turşucular
Akif Çetin, Mümin Çelen, Ekrem Ballılar
Bülteler, Tezcanlar, Emiş Ablalar
Tokmaklar, Yükseller, Zeki Denktaşlar
Sami Abalarla, Ahmet Utaşlar
Sonra Çukur Çeşme’de at sulayanlar:
Arabacı Hüseyin, Kayalı Ergin..
Bayran Onur Amca’yla
………………….........diğer atlılar
TAFLAN SOKAK yolunda yosun tutanlar:
“Ayşalalar, Çelikler ve Yıkılmazlar
Ahmet Uslar, Genealler, Lütfü 0rgunlar
Kasırga Sokak’taki Ahmet Kahyalar
Çukur Çeşme çevresini mekan tutanlar:
Hilmi Konu,Gürseller,Banguoğullar
İsmail ve Ahmet Gökalp, Emiş Ablalar
Hüseyin Düzler,Batmanlar ve Çuhacılar
Sabri Küçükyıldırımlar, Celil Ağalar
Sönmezler, Çoroğlular ve Yıldırıcılar
Hasırcı Kemaller'le Rasim Kahyalar
Bir de Zafer Okulu’nu kucaklayanlar:
Kurultay Yörükerler, Kadı Dedeler
Mavi Köşe, Latif Gökalp, Ahmet Kayalar
Otobüsçü Akiflerle, Nevzat Yanarlar
Sonra Tatlı Çeşme’den su taşıyanlar:
Ersoylar, Fereliler, Mustafa Çorlar
Mahmut Kemaller ve Parlaksular
Yalçınlar, Hancılar,Evren Bulutlar
Akçaylar, Çolaklar diğer komşular
Her biri mahalleye lezzet katarlar
*
Gece-gündüz canlıdır burda mekanlar
Çeşmeler, bakkallar ve de fırınlar
Hele o kahvelerde kağıt karanlar
Kimi altmış altı yapar, kimisi pişti
Kimi de sabah-akşam domino oynar
Ve Hastane Bahçesi’ne yakın olanlar:
Korkmazlar, Gürseller, Faruk Yılmazlar
İsmail Talih Amca, Necla Hanımlar
Saraç Ramadanlar,Ahmet Kayalar
Lokantacı Mefail ve Özkayalar
Sağlıkçılar,Görgülüler, Gürol Durmazlar
Kaldırımcı Ahmetler, Nevzat Atağlar
Lastikçi Hakkı Yetim, Halit Sayınlar
Nefize Özdemirler ve Becerenler,
İşçimenler, Akyollar ve Yıldırımlar
Radyocu Selimlerle Ayşe Nalcılar
Hüseyin Tufanlar ve Çeliktuğlar
Zekeriya Özkanlar, İbrahim 0rtlar
Hüseyin Arabacı ve Tanyolaçlar
Mavi Köşeler, Gökalpler ve Duygulular
1950 de gelen tüm muhacırlar
SİYAH-BEYAZ BU GÜNLERİ HEP YAŞADILAR
*
II. Dünya Harbi’nin bittiği yıllar:
Şapkaları uçururken tozlu rüzgarlar
Işık,su-okul… azdı, topraktı yollar
Ama dostluk, muhabbet, dayanışma var
Bir de Köy Enstitüleri
Ve öğretmen Okulları var
Cumhuriyet kurulmuş, her yerde bahar
İnsanların gönlüne hep umut yağar
Sadece kış mevsimi, kolay kalkmaz kar
Birbirinden değerli sanatçıları
Lambalı radyolar, hep anons yapar
Bazen BEHİYE AKSOY, MÜZEYYEN SENAR
Derler ki; “….yolcuyum hayat yolunda”
“Kırmızı Gülün Alı Var”
……………….…….…ve “haydar haydar”
Bazı gün HAMİYET YÜCESES çıkar
“MAKBER”i işiten radyoya koşar
Bir başka zaman MUZAFFER AKGÜN
“KIŞLALAR” türküsüyle gönüller yakar
Kahveler Önü’ndeki o taş çeşmeden
Su alan insanlar kahveye bakar
BEDİA AKARTÜRK’te tüm kahve susar
Çünkü o an radyoda bir bülbül şakrar
“Allı Turnam bizim ele varırsan
Selam söyle kaymak söyle bal söyle…”
………………………………………………….vay!
“Çile bülbülüm çile” de, SAFİYE AYLA
İnsanların gönlünde sanki taht kurar
Bazen “SANAT GÜNEŞİ” doğar kahveye
Söylediği şarkılarla gönüller yapar
“Telgrafın tellerine kuşlar mı konar”
“Böyle mi esecekti
……………son günümde bu rüzgar
“Bayram gelmiş neyime ….”
“Bahçevan”…..ya da ”Üsküdar.. ”
Langırt oynar kahvede iki bahtiyar!
Ayaroğlu göz ucuyla onlara bakar
Evdeki tencereler kaynasın diye
Kahvenin sahibi Akif KARLIDAĞ
Kahvesine bilardo masası koyar
Arif Demirkol, arada radyoyu açar
Sanatın incileri yağar da yağar
Taş plakta PERİHAN SÖZERİ de var
“Bir ihtimal daha var…….”
………………………….0rtalık yanar!
MUALLA MUKADDER coşturur bazen:
“Talihin elinde oyuncak oldum”
NERİMAN ALTINDAĞ noktayı koyar
“Bir dalda iki elma/Birin al birin alma”
Fazla uzatamam,çünkü yerim dar
Bilinki bir başkaydı dediğim yıllar
Çünkü her karış toprakta bir şehit kanı
Her evde mutlaka öksüz-yetim var
*
Ajans bekler köşede, bir yaşlı çınar
Başgardiyan Avkıran bıyığın burar
Boyacı, sandığını koyar kenara
Dışarıda lapa lapa savrulurken kar
*
Büyükeren Kardeşler lokantadadır
Dükkanı, Muhlis’in yakınındadır
Hanlardan erken kalkan köylülerime
İşkembe çorbası dağıtmaktadır
Gün olur, 0rhan Veli de bir uğrar diye
Gözleri fıldır fıldır hep dışarıdadır
Ve Muhlisin Meyhane’de Şekerci Halil
Boşalan kadehleri doldurmaktadır
*
Suyu taştan çıkarır burda insanlar
Her biri bir icat peşinde koşar
Helva-şeker üretir Zekeriya Şen
Mehmet Ağbi İbrikler, testiler yapar
“Şakir Aga”, karları saklar toprağa
Gömdüğü karları samanla sarar
Bu karla soğuttuğu dondurmasına
Gün yüzü görmemiş maniler katar
Kimisi sütlü mısır, kimi uçurtma
Kimi çifte kavrulmuş çekirdek satar
Mızıkalı virtiöz Niyazi Amca
Gezdiği sokaklara kokular saçar
Devir-teslim aldığı kahvehaneyi
Fehmi Abalar usta erkenden açar
*
Eşi, hasır örerken küçük evinde
Hüseyin, şarap taşır eski küfeyle
Tepe Mezarlıkta mezar da kazar
Uygun zamanlarda bel küreğiyle
Hüseyin’in kardeşi İsmail Denkçi
Ağabeyi gibi iki iş yapar
İlk işi hamallıktır; yükü tam kavrar
İkincisi; sahada iyi top oynar
*
Bolkepçe Mahir’in kepçesi boldur
Sen doldur demeden tası doldurur
Komşusu Ahmet Durak hep demir döver
Kızdırdığı demiri suda soğutur
Bu yıllarda ev halkı erkenden yatar
Anne, yatakları yan yana atar
Kiminin sobasında meşe odunu
Kiminin sobasında gündöndü yanar
Gaz lambası fitilinden dumanlar çıkar
Bu dumanın kirli isi lambayı kaplar
Evin kızı, çaputla siler lambayı
Dışarıda bir kurt gibi ulurken rüzgar
*
Bekçilerin düdük sesi gelir uzaktan
“taze bozaa” haykırışı, karanlıklardan
Çoluk-çocuk otururken ocak başında
Mutluluk rüzgarları eser kapıdan
*
İşte bu canların topraklarında
Şimdi beş -on katlı dev apartmanlar
Fakülte,yüksek okul, küçük saraylar
AVM ler, geniş parklar, yeşil alanlar
Atakent, Toki Evler,Belkoop.. Ensaray
Sanki beni üzmek için hep buradalar
*
Bu iskan yerlerinde dolaşırken ben
Anlayamam bu gönlüm ne diye ağlar
Aslında bilirim de söylemesi zor
Aradığım yar değil, bademle bağlar
*
Bakarım, Kayalı Dere kurumuş
Ne koyun var ne çoban, hepsi uyumuş
Sivri Tepe konuşmaz, dili tutulmuş
Söylesene Kalebayır, bağlar nerede?
*
Hani nerde yapıncak? ..Papaz karası
Susam saplarının düşmüş kozası
Binalarda kalmamış kiler odası
Ah, geçmişi düşünmek gönül ağrısı
*
Bağ Çeşmesi nerdesin? Bari sen konuş!
Kara Sevdalı mısın, suyun kurumuş
Nerde çakal sesleri, nerede baykuş?
Bağ Yolu’na baksana okulla dolmuş
A be bizim Keşan'a bir şeyler olmuş!
*
Demek ki zamanın silgisi buymuş
Değirmende un yapmak böyle olurmuş
Sığır Yolu, Kalebayır böyle değildi
Sarıkız'ın Saçları’na binalar konmuş
*
Şikayetim yoktur, bunlar olacak
Zaman Sarıkız değil, akıp duracak
Değişim kaçınılmaz, hep yaşanacak
Her gecenin ardından güneş doğacak
Bu yüzden geçmişimi şöyle taradım
Çocukluğum kaybolmuş, onu aradım!
………….*****……….
Kayıt Tarihi : 8.7.2010 13:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaşananları sonsuza dek yaşatmak için En son şubat.2017 tarihinde şiirde değişiklik yapılarak genişletilmiştir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!