Seninle tartışmalarımız hep kıymetli sonatların ardından,
Kerameti dudaklarından menkul şarap bardaklarını
Kapitalizm karşıtı amerikan mutfağımızda ovalarken
Bir de ben açık perdeler civarında
Müstehcen fıkralar anlatırken gerçekleşmekte
Benimle alıp veremediğin kaç küstah aşk var mazide sevgilim?
...
Sevişmelerimiz hep bir Auschwitz kıvamında
Kalabalık,yalnız,disiplinli,isyankar,duraksız
Sol kolunu arkaya doğru kıvırmadan,anlamanı istiyorum artık beni
Gözlerimde Mussoliniler yok hiçbir zaman olmadılar
Kısmen ittahatım kısmen terakki
Ve bedeninin en şahsi yerleri en büyük ittifakım
Gözlerin yenilmiş hayallerimin müttefiki
Liebe Macht Frei!
Bırak toplamayalım artık şu işkencehaneyi
Es geçiyoruz yaşamak uğruna ruhumuzdaki mevlevihaneyi
Biraz sussun artık
Kavmimle hiçbir ortak yanı olmayan arkadaşların
Pencereden bakarken bir kaç uzun boyunlu aşk geçti de
Görsen dudakları tıpkı senin pembe dudakların!
Elbette ziyadesiyle güzelsin
Adım kadar eminim Phalaenopsis’lerle kesinlikle bir kan bağın var
Yahut baban ergenliği esnasında,
Anneni bir polenle aldatmış dahi olabilir.
Hişt!
Sessiz olalım kapıda sanırım İngiliz Kraliyet Ailesi var
Bu güzel bedenin karşımdayken üstelik ellerin
Ellerin birkaç santim yanımdayken sevgilim!
Onların soğuk şakalarını hiç çekemem!
Topraklarımın her metrekaresine adını ekerim
Generalleri ihtilal öncesi ekerim
Mankenleri bırakır
Sadece yaşlı kadın ve huzurevi fotoğrafları çekerim!
Biraz daha yalan söylemek zorunda bırakırsan beni
Muhtemelen kurada Cehennem’i çekerim!
Beni üzme dön artık sevda sınırlarımızın dahiline,
Aynı dili paylaşıyoruz,bağımsızlığını tanımıyorum!
...
Hava yağmurluydu,ıslanmıştım dün
Bedenime yine teşrif etmedin
Hava güzel ve tarihte bugün
Ben birkaç Vivaldi kadar öldüm.
Kayıt Tarihi : 10.10.2010 17:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!