göğüme bak,ötelerden getir,ısıt beni
ıskalanmış sıkı bir yumrukken hayat
alnımın tam orta yerine çak,kırılsın dişlilerim
şehrin tam göbeğine oturmuş
Rohingyalı bir Müslüman çığlığıdır gözlerin
ben kızıl yangınlarla kavrulmuş
kara ve kan tutan ellerimi
günahlara sürdüm önce
bu yüzden genç kızların korsan yüzlerinde
ağardı dalga dalga sakallarım
sonra mısır tarlalarına sürdüm kendimi
(N)aftan önce (Ara)kandan sonraydı
sürdüm yenilgi ve yanılgılarla perçinleşerek
dağlaya dağlaya sinen ahımı dağlara
uyku ve ölüm
dönüp gittiği zaman gece
ağardığı zaman sabah
ve ey ince/ipince iplikten sıyrılarak doğan güneş
incirin ve zeytinin üstüne
ateşte yanan ete
suda boğulan nefese
ve ırmak ırmak akan kana ram oldum
yetmedi
kağıttan sandallar yaptım sana
rotası aşk ve ölüme çevrilmiş
su yaktı ateş boğdu; ateş yaktı su boğdu
dokuzuydu, temmuzdu ; titriyordu dudağın
bir miladı şerh düşüyordu katip
baygındı gözbebeklerin
alnına ben oturtulmuş bir kadının
narıydı, yılkısıydı hapsolduğum
acı yüklü tren vagonları yırtığı
çok büklümlü raylarda parçalandı da ruhum
çavdar ekmeği kadar doyurgan
ve doğurgan bir anne rahmi kadar
yüzündü seni , beni ve diğerlerini
divit dikliğinde dik tutan o şey bilirim
asi mavim
isimsizim
solumun en soylu yanı
sen ki bağ bozumu düşü düşten ülkemin
ötelerden getir , göğsüne yasla , ısıt beni
dibacesi ikimiz kaldık üşümüş gölgelerin.
Kayıt Tarihi : 21.10.2019 16:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!