Öyle meşakkatli bir yol ki bu sevda,
Dursan durulmaz; gitsen varılmaz…
Geceler boyu kan çanağı gözlerle beklersin de sabahı,
Kabir olur o uyku, uyunmaz!
Dalar gözün uzaklara; göğe, aya, gökteki en parlak yıldıza,
Gözyaşın, sesi kısılıncaya dek figan eder de…
Duyulmaz!
Ne bir bağ bozumu heyecanı,
Ne de bir Eylül hüznü…
Ne solan bir yaprağın yere düşüşü,
Ne yemyeşil bir bahar sabahının gönle doluşu…
Tarifi zor bu sevdanın; anlatılmaz!
Tezatlara gark eder seni;
Gülerken yüzün, için kan ağlar…
Kimsesiz sessizlikte, gözün kan ağlar…
Her gece hasretinde, gönlün kan ağlar…
Ecelden ağır acısı, dayanılmaz!
Öyle meşakkatli bir yol ki bu sevda,
Ne yürüdükçe biter,
Ne de söner, yandıkça!
“Uzaktan geçen bir sandal ki bembeyaz,
Bembeyaz görmek engini, bir ses kadar.
İçinde vücudunu hissederek,
Görmek bir mezarı, herkes kadar.” Demiş Fazıl Hüsnü…
Mezar beğenmektir her anıda, her hatırada…
Kısık gözlerle seyre dalmak bir çift gözü…
Yaşanılmaz.
5 Eylül '23
Kayıt Tarihi : 5.9.2023 16:25:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Seni sana anlatmak... Tezat; başıma gelen en güzel şey, başıma gelen...
![Çizgili Mavi](https://www.antoloji.com/i/siir/2023/09/05/bag-bozumu-55.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!