Badireliler Şiiri - Oğuz Toy

Oğuz Toy
47

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Badireliler

İkircikliyim bu gece
Bir temas
İltimas

Bayadır almamışım kalemin küstahlığını elime
Aynaların kusturuluşuna rast gelinmemiş geceler boğazıma iliklenirken
Letafet
Rüzgârlı gençlikler heba

Gözlerinin içine en çok baktığım kişinin aynadaki yansımam oluşu canımı sıkar mı bazıları
Ruhumu sıkar gece boyu
Ruhuma sıkarlar
İblisler dadanır mecmuaya
Gözler kadar sert değil bu kaya
Bunaldım sıkıldım bitkinim
Nerde derman nerde bulamam
Sıkıldım insanları tanımaktan
Yorgun uykularım aksıyor diz kapaklarıma
Eğilekalıyorum etrafım tehditkâr
İnsanlar gülüyor ben gülmez miyim
Ben miyim neşesi tümünün
Ne uğraşırlar öyle geceleri zihnimle
Bilemem sadakatin kan gerektirdiğini
Bilmem ben unutmasını imsak vakti
Vakitlerin önemi farklılaşır bu saatlerde
İmsakları kuşlar bırakır cilveleşmeyi
Ümit burnu kan yutmaz ancak ümidim kırılıverir
Ahenk vakti çıkagelmez
Aşığın gözleri bile gözlenmez
Gece vakti imsağa düşerim ahenk olup
Süzerim gülüşleri çıngıraklı
Bana bakana ben bir daha bakarım
Yaktığım yanışım ne kadar acısın
Ben karanlığa gülümserim gündüzler boyu
Veya öyle hatırlamaya yorarım dümeni
Yorarım kalbini nabzın ahenktir en hakiki
Gülümsemez yansıma gülü sevmez
Üç büyük adam severim komplekslerimle
Gece vakti düşkün bir şairdir biri
Diğerleri şiirde boy gösterir esasında
Biri olduğu kişi biri de olmak arzusu
Jung der persona benim derim ters ona
Görece geceler aydınlıktır bir kesime
Bir kesim aydınlığa inanır zifiri olsa da
Bir kesimse yetinmeye uzaktır gün doğuşunda
Şarapnel gibi göğsümü delse bu gece
Bir yükümlülük çıkagelse
Gece kopadursa hayret
Tarihler dursa
Her şey dursa
Zulme denk bile gelemesem
Beni o güzel bahçede vursalar
Kafamı dayadığım bir yükselti
Bağrımı kapsayan çiçekler
Ve tanburun uzaktan gelen hoş sesi
İşte ahenk vakti değişmiştir çoktan
Bir daha okşuyor alnımı bir şefkat istenci
Yalnızlık tütmese utanırım
Sakındım karanlıklardan o kadar
Bir bakmışım ilaçsız yaşama merhabalar deniliyor
Bir adam uzakta bekliyor
Ben hiç çaba sarf etmiyorum
Adam beklentili gibi nezdimce
Dizdim inci ipliği ipince
Bıktım mitolojiden ve fiyakalı cümlelerden
Basit ve kötülük istiyorum
Anlam eksik olsun
Zor gelsin uykular
Sanayiye verilsin gençler
Hayat motor yağı ve tamirci çırağı gibi
Bir rüya görsem kadınsız
Dertsiz tasasız bir rüya
Öleceğimi bilsem yarına
Sabahı mümkün kılmasam
Ama ölüm yine de kapıda olsa
Ben bu düşümü sabah tekrarlasam
Ölürsem bu akşamüstüleri
Babamın yaşadığı bu hayatta
Babasızlığı mısralara bırakırım
Ben göçsem diyardan
Kalksa külfet insanlardan
Bakarım ve gülümserim olduğum yerden
İnsanlar ne kadar hızlı unutur değil mi
Üç günde ölsem parça pinçik
Her gün bi yanım ölse
Bir yuvaya ateş düşse
Gelse tüm gülüşler denk
İşte beklediğim vakit ahenk
Mapus duvarına attığım çentik
Tutsaklar aşkı unutsa bir gecelik
Kahkahaların koptuğunu seyreden
Bir gecede cenin ceddimi suale tutsam
Sevdiklerimi bir bir unutsam
Cidden kaçsam bu sefer
Ve sessizce ölekalırken bi köşede
Sesler uzaklaşsa
Ben uğultulu kalsam
Aşkına özlem bile duyulmayan kadınlar
Geceleri yitirse bir bir
Beni bile düşünmeseler artık
Şiirlerimi yaksam bir bir
Varillere dolsam bir halkın umudu olsam
Isınsam içim kor
Dışım zaten felek
Tanımıştım zamanında birçok melek
Değişim sancısı vurunca maalesef
Süzülen hayaller yakalasam az çok
Bitkin bulutlar yağmur olsa
Yokuşlar yağsa buram buram
Perçinlese yaramı derinden
Yağmuru istiyorum en serinden
Damarlarım kan içermez deminden
Şakaklar yeşilimden içse birer birer
Geceleri yutkunsam çiğnemeden
Uzun uzun bilmeceler heceler palavralar
Geceler bilmeceler heceler birbirler
Ve kanatlarımı yaksam korlasam ateşi
Kanatlarımı soysam bir bir
Sarmalamasam
Giysem kabanımı sımsıkı
Boynunu örtelesem
Sıcak makus talihimi tetiklese
Bulam bulam sıcak
Ben hiç ölmesem bir köşe başı gencecikken
Ve hiç bilmeseler geceleri benim kadar yakın
Bu şehrin sokaklarını teker teker yakın
Şirket sirk ve siklet arasında kalsam
Bir yumrukluk ömrüm olsa tellerin ardında
Bir yeni vakte yuvarlansam tekinsiz
Kapkalın duvarlara rastlasam
Camlara aynalara yansımasam artık
Biçare mühim ve olanaksız
Gönlümün manasız ateşi tapınaksız
Vaziyet oldukça anlamsız
Bu yolu bi git gel kazasız belasız
Bakalım yol ne kadar gidebilir manasız
Sızım yükselir yüklensin madem
Bir kömür kadar inciyim içimde maden
Bir değer göz değer ağlarım meğer
Eğer biterse söz yiter ben gider
Ben bir emanet ederim hidayete kadar gider
Karanfilleri yolan bahçıvancı
Bana bir hidayet emanet eder
Yorgunluktan uyuyamaz bazıları
Diğerleri kabusta
Sanrı saati başlar bu vakitlerde
Dizler çözünür hava buz keser
Bu arbedeler beni böyle yere serer

Oğuz Toy
Kayıt Tarihi : 2.9.2024 00:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Oğuz Toy