Badem Çiçekleri, Matilde Ve Neruda... Şi ...

A. Esra Yalazan
198

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Bazı anlar vardır. Siz onun mucizevi varlığıyla avunurken, o kayalara çarpıp kırılan dalgalar gibi göğsünüzde uğuldar. Bacaklarınızı sarkıttığınız tahterevallinin üstünde soluduğunuz baharatlı kokularla biraz başınız döner. Hayatın ipi kaçar aniden. Onun gerçekliğine inanabilmek için usulca suretinize sokulursunuz. Erguvani bir sis perdesinin arasından o ânın sihrini görür gibi olursunuz ve bir daha asla aynısına sahip olamayacağınız bilincinden uzaklaşmak için gözlerinizi sıkıca yumarsınız. Kendinize bile fazla gelen o rüyamsı ânı kaybedip hiçliğe karışmaktan korkarsınız belki. Tekrarı mümkün olmayan anların kıymetini onun içinde sarhoşlar gibi yalpalarken değil de sonradan idrak edebilmemize hâlâ şaşırıyorum...

Geçenlerde kucağımda büyük bir şaire adanmış kitapla ihtiyar bir badem ağacının altına uzanıp hülyalara dalmışken o anlardan birisine yakalandım. Eski kitapların pudramsı kokusuyla sigara dumanının birbirine karıştığı bir çatı katındayız. Ilık bir bahar ikindisinde göğün inci pembesi harelerine bakarken, ona vaktiyle badem ağaçlarının dallarına tırmanıp benim için çağla toplayan bir çocuğu terk ettiğimi anlatıp acımasızca kıkırdıyorum. O da “çiçeklendikten sonra ilk sert rüzgârla yanan kederli ağaçlara benzemiştir zavallı çocuk. Aman iyi ki bırakmışsın, yoksa burada olamazdın” deyip, hınzırca gülümsüyor. Bir süre ortadan kayboluyor. Sonra gözlerimi kapatmamı söyleyip avucumun içine tüylü bir meyve bırakırken geleceğe kalacak o ânın adını fısıldıyor; “acı badem korkusu”.


En zarif ağıtlardan birisi...

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta