Badem Çiçekleri, Ayrık Otları Ve Yalancı ...

Derin Deniz
67

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Ağzında zehir zemberek bir tatla uyandı. Vakit gece yarısını çoktan geçmiş olmalıydı. Tüm iç organları matkapla delinircesine acı çekiyordu. Yatağında dönmeye çalıştı. Pek başarılı olamadı. Koluna takılı serum hortumunu çekiştirdi. Gözleri hafif bulanık görüyordu. Tüm vücudu sızıdan kaskatı kesilmişti. Buraya getiriliş nedenlerini baygın haldeyken bile unutmamıştı. İçinde tuhaf bir boşluk duygusu vardı. Peki ya iyi mi etmişti?

Dün geceye dair ayrıntılar ufak ufak bilincine üşüşüyorlardı. Kışa giriyorlardı. Hava ısısı yavaş yavaş düşmüştü. Sonbahar yapraklarını süpüren çöpçüler, daha eylemi bitiremeden sokağa taarruz eden yapraklara gizliden gizliye hiddetleniyorlar olmalıydılar. Karıncalar kaçamak gün ışığından son bir kez daha yararlanabilmek için talan edercesine kendilerini yiyecek bulabilecekleri olası alanlara bırakmışlardı belki de.

Küçük bir evi vardı. Bahçeli ve iki odalı, ancak tek kişinin yaşayabileceği, pek lüks olmayan ama yine de “buna da şükür” dedirtecek türünden bir yer evi. Birkaç sene önce ailesini kaybettikten sonra buraya gelmeye karar verdiğinde düşlediği aslında bundan daha iyisi de değildi. Kendine yetiyordu. Misafir ağırlayamıyordu pek. Ama zaten öyle çok sayılabilecek dostu olan, popularitesi yüksek biri de sayılmazdı. Minik bir kedisi vardı. Aslında bir kedi beslemek onun için en son şeydi, çünkü tüm çocukluğu kedilerden nefret ederek geçmişti. Bunun da nedenlerini biliyordu (kendi kendine gülümsedi, hep aynı numarayı yapardı kendisine; kendi kendine ucuz psikanalistçi oyunları oynar, kendine soru sorar ve tüm soruların cevaplarını bildiğine emin olurdu. Freud türevlerini artık okumuyordu. Onca okuduğu şey kendisine yetiyordu da artıyordu bile. Yıllarca önce okuduğu o garip kitaptan kalma bir deyimle “baca temizliği” yapmak konusunda üstüne yoktu. Yani zihnindekileri boşaltıyor, onlarla yüzleşiyor ve o anda kendisi için çıkmaz sandığı şeylerin nedenlerini ortaya çıkarınca sorun kendiliğinden çözümleniyordu. Peki ya öyleyse, burada oluşunun nedeni neydi?

Midesine giren ani bir krampla düşüncelerinden sıyrıldı. Yatağın kenarındaki komodinin üstünde bir şişe su ile bir bardak duruyordu. Uzanmaya çalıştı. Ağzı kurumuştu. Oldum olası hasta olmaktan nefret ederdi. Kendini etrafa mikrop saçan çöp tenekesi gibi hissederdi böyle zamanlar. Ama aslında kızdığı kendisiydi. Basit şeyler konusunda bile nasıl bu kadar aciz bırakabiliyordu kendisini. Etrafına göz gezdirdi. Mezarlık kadar derin bir sessizlik vardı odada. Su içmekten vazgeçti.

Tamamını Oku
  • Mehmet Bardakçı
    Mehmet Bardakçı 09.07.2004 - 18:34

    Baştan sona tek sözcük kaçırmadan okudum.
    Olayı mı yoksa edebi yönünümü anlatmak gerek öykünün bilemiyorum....
    Anlatımı,kurgusu,geri dönüşlerle vurgulama,yan olaylarla bağlantı kurma ve irdelemesi,bilgi ve entelektuel birikimi satırlara usturupluca yerleştirmesi dikkat çekici...Bir konu çerçevesinde gelişen olaylara yan konu ve olaylar ekleyerek geliştirme ve en önemlisi de kısa bir zaman diliminde yapabilme dünya edebiyatında çok geçerli ve aranan bir yazım tarzıdır.Bir balıkla çekişmeyi anlatan hemingway'i anımsadım burda....
    Son söz ; bu kalem dikkate alınmalı...derim..

    Kutlarım,gönülden....

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta