Bâd-i Sâbâ Şiiri - Kulihvani Latif Yıldız

Kulihvani Latif Yıldız
3

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Bâd-i Sâbâ

Uğrar ise yolun dosdun iline
Nazlı yârden haber al bâd-i sâbâ…
Takmıştır geceyi zülfün teline
Seherde kapısın çal bâd-i sâbâ…

Sevdayı gurbete atan güzelde
Aşka acı, hicran katan güzelde
Hasreti burnuma tüten güzelde
Nasıldır, nicedir hal bâd-i sâbâ…

Zülfü sarı nergis gözlü dilberin
Gamze yanak şafak yüzlü dilberin
Keman kaşlı tatlı sözlü dilberin
Ağzı şeker dili bal bâd-i sâbâ…

Tomuru burnunda sevda çağıdır
Korkusu efsundur efkâr dağıdır
Gonca memeleri cennet bağıdır
Bir gece koynunda kal bâd-i sâbâ…

Garibin sefildir gurbette söyle
Bir yangın içinde hasretle söyle
Çekilmez çilede bir (bin) dertte söyle
Yâr’e sitem sazın çal bâd-i sâbâ…

O haşmetli şaha ben bende gibi
Ben O’nda O bende birtende gibi
Ten candan ayıran şol günde gibi
Vuslattan gayrisi el bâd-i sâbâ…

Gül bağım bozgunda dönsün güllere
Derdim söyletmesin sarı tellere
Top zülüfü perde olsun ellere
Al yanak üstüne sal bâd-i sâbâ…

Zülfü siyah mor sümbülüz yanakta
Şeydayı bülbülüz Lisân-ı Hakta
Bir gönülde bin gülizâr olmakta
Dengimiz bulunmaz gül bâd-i sâbâ…

Ta ezelden dosduz Hüda’ya şükür
Çerâğ-ı hasretiz ziyâmız fikir
Ehli melâmetiz özümüz zikir
Görünen ayıbımız tül bâd-i sâbâ

Dosdun cemâline aşık gözümüz
Seyrinde sekr ile haktır sözümüz
Nar-ı hasret yaman yaktı özümüz
Havada savrulan kül bâd-i sâbâ…

Ferhat Şirin için dağlara vurmuş
Aslı Han Kerem’in külün savrulmuş
Ah-ı Leylâ hasret ile kavurmuş
Mecnunuz gönülde (yürekte) çöl bâd-i sâba…

Safi aşktır harmanımız bilsinler
Dâr’e gider fermanımız bilsinler
Cevr û cefa dermanımızbilsinler
Dervişe derdsiz gün zül bâd-i sâbâ…

Gurbette gülmek ne bahtı karada
Bin gül açar yürükte bir yarada
Vuslat uzaklarda engel arada
Hasret (figan) mektup ahım pul bâd-i sâba…

Sen Şahlar Şahısın meclis-i aşksın
Aşk ile şevk ile cümbüşü meşksin
Nazlı yâr kokulu sevdalım sensin
Var mıdır sen gibi yel bâd-i sâbâ…

Hasreti gönlümde al kanlı oktur
Maşuğun aşığa vefâsı yoktur
Ol şah-ı dilberin gözdeki çoktur
İhvani sefilim kul bâd-i sâbâ…

1 Temmuz 1982 Antalya

Top zülüflü dilber çakır gözlü yâr
Kaşların çatılmış sitemin niye
Edalı işveli tatlı sözlü yâr
Göz ucuyla süzdün aşığım diye…

08.02.1982

Kulihvani Latif Yıldız
Kayıt Tarihi : 10.4.2007 13:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İlyas Ateş
    İlyas Ateş

    Çok güzel şiirdi ustasını tebrik ederim

    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Biz bu abuk sabuk ifadelerle dolu yazıya daha önce layık olduğu yorumu yapmışız. Yeni şeyler söylemek zaman ve söz kelam ı
    israfı olacağından, yeni bir yorum yapmıyoruz.

    Cevap Yaz
  • Hasan Çekmecelioğlu
    Hasan Çekmecelioğlu

    Ta ezelden dosduz Hüda’ya şükür
    Çerâğ-ı hasretiz ziyâmız fikir
    Ehli melâmetiz özümüz zikir
    Görünen ayıbımız tül bâd-i sâbâ



    Güzel şiir.

    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Melamilik sapık bir tarikattır ve müntesipleri kendilerini halka kötü, pis ve necis göstererek tevazu sergilediklerini dolayısıyla da Allah'ın rızasına nail olduklarını sanırlar ki, bu felsefe, İslam dininin esaslarıyla taban tabana zıt bir görüştür. Çünkü İslam'da iç/kalp temizliğine verilen önem kadar, dış temizliğine de önem verilir. Bu mevzuyu izah eden onca ayet hadisten sadece bir tanesini misal vererek mevzuya açıklık getirmek istiyorum. O hadis-i şerifte aynen şöyle buyrulur: " TEMİZLİK İMANDANDIR." Bu hadisin bir başka versiyonunda ise "TEMİZLİK İMANIN YARISIDIR." buyrulur. Avrupalılara bile temizliği Müslümanlar öğretmiştir. Fransa'nın sarayında bile tuvalet yokken ve kralları bile senede bir kere yıkanmayı marifet sayarken, Endülüs Emevileri her konuda olduğu gibi, temizlik konusunda da onlara üstadlık etmişlerdir. Bizde ise, bir müslüman'ın elbisesi, üzerinde duracağı yaygısı ve bizzat kendi bedeni temiz olmadan ibadet bile edemez. Eğer bunlara riayet etmezse, namazı ve duası kabul olmaz.

    Şahlar şahı (Şehinşah) tabirini bir faniye vermek, dinen yasaktır. Çünkü, şahlar şahı, hakimler hakimi gibi sıfatlar yalnızca Allah'a mahsus sıfatlardır. Buna rağmen dini hükümleri bilmeyen cahiller ve bilhassa da bu gibi sapık tarikat mensupları ve İran (Sasanı, pers) şahlarına bağlı olup kendilerini onların kulu telakki edenler güruhlar bu gibi tabirleri çok kullanırlar. Aktap, Evtad, Gavs-ı azam gibi tabirleri hep bu kitabi ve Nebevi kıstaslardan cüda olanlar uydurmuşlar ve İslam'ın içerisini bid'atlerle hurafelerle doldurmuşlardır.

    Cevap Yaz
  • Onur Bilge
    Onur Bilge

    471 - O/NUR/dan

    O kumuş feyz almış her bir ilimden
    N e cevherler çıkmış güzel ilimden
    U ğrun uğrun dem vuruyor bilimden
    R am olmuş Rabbine kul bad-ı saba

    Onur BİLGE

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (7)

Kulihvani Latif Yıldız