Bad-ı Memat - 3 Şiiri - Ahmet Kürşat Gök ...

Ahmet Kürşat Göktürk
88

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Bad-ı Memat - 3

YAD OLACAK

--Kahverengi Deniz Gözlüye...!

Lacivert sancılar dolacak yüreğine, gece sessizliğiyle isyan ederken aşka kapanmış haline, sen; mavi düşlerinle, intihar gözlü Leyla, bir damlasın firkat çölünde hala aşığına…
Seherleri çiğ damlalarında, vakit çıkmazında sevdanın, karanlık sokaklarında dünyanın, kaldırımlarında üstadın, sessiz bir çığlık büyüyecek, düşen çığdan sorumlu değilken kar taneleri. Bir yanardağ gibi kükreyecek yüreğim, bekle hele az kaldı, sessizliğimden Aslı çıldıracak.
Toros Dağlarından Ege’ye, nara koyuverecek bir deli.adını olur olmaz haykıracak. Menderes’in kenarında Ayşe’ler gibi bekle. Çakırcalı dağdan inecek. Erzurum’da kış var şimdi. Birazdan kurşunlar adresini bulacak. Kılıçlara yol göründüğü vakit, “Gülbahar” olacaksın. Ağrı Dağında alevler tutuşacak.
İbrahim’i ateşe atacak tekrar Nemrut. Firavun, Musa’yı kovalayacak. Kür’şad, Çin sarayını basacak birazdan. Oğuz şimdi doğacak. Selçuk bey geliyor az ilerde. Kır atının üstünde, al elbiseli bir Türkmen kızısın. Adını unutmadım. Unutamadım. Yıldız misali kahverengi deniz gözlerinde bir alev, yangınlar denizleri sarmıştır şimdi, mumdan gemileri hazır ettim.
Pervane misali bir ocak yanacak, gök titreyecek, yer sarsılacak, Aydın dağlarında adı duyulmamış bir efe ölecek. Güzel İzmir dize gelecek. Yanılmasın gözlerin sakın bu yiğit hayal değil gerçek. Fuzuli telinden şiirlerle, Dedem Korkut yaylasından öykülerle, ben yurdundan acı öykünüşlerle, yüreğimde güllere çiğ düşecek.
Ayrılık çölünde bir mecnun bad-ı saba’ya varmadan, Ferhat Dağında adım yankılanmadan, Kerem Yolunda çarığım parçalanmadan, Yusuf Kuyusunda ip bulunmadan, Ağrı Dağında ateş yanmadan, Toroslarda çığ kopmadan, kopamadan, Bolu Beyi dize gelmeden, sessizlik yıkılmadan ve karanlık ben olmadan, gül ey gül.! Şafak kana bulanacak, bulutlar ağlayacak, bu yaz da başaklara alev düşecek, gönüle figan, dünyaya kara nam düşecek. Ahrete nizam, zalime mizan düşecek.
Kerbelada Hasan ve Hüseyin düşecek. Tarık bin Ziyad’ın Endülüste gemileri yanacak bu eylülde. Estergon, Niğbolu, Kanije düşecek. Viyana kapısında Asakir-i Mansure-i Muhammedi, Zigetvarda Süleyman düşecek. Bir şirpençe yüzünden Yavuz Sultan Selim düşecek. Ayrılık derdim anlayacağın tarihle eş değer.Yolunda, yokluğundan bir ben düşecek.
Gün doğacak, gün batacak. Ay doğacak. Yıldızlar ve düşler düşecek. Yakamozlar laciverdi bırakıp siyaha dönecek. Seven sevdiğinden ayrıldığında, sevgililer hep yalan düşecek. Aşka ötesiz ferman düşecek. Azrail geldiğinde şafak vaktidir, efsaneye gül düşecek. Güle kan düşecek. Vurulup yıkıldığında zeybek, vuslata intihar düşecek. Gözler görmeyi bırakacak, kulaklar duymayı, yürekler –gelmezsen—sevmeyi bırakacak. Sevmekten geçince ben seni –ki imkansız—seher vaktidir, ey sevgili bad-ı memat esecek.
Temmuz ortasında kardelen açacak, yılanlar kış uykusuna varacak. Anla ki mahşer geldi. İsrafil, sûra üfledi. İmam sâlâya indi. Yer yarıldı, gök titredi. Güneş ve ay gittiler şimdi, birazdan bad-ı memat esecek.
Dillerde kelime-i şahadet, gönüllerde ilahi kudret, sevmek haktan gelen emir, ölümden ötedir. Ölüm dahi ol sevmelere köledir. Kuş sesleri, at kişnemeleri ve varlık talan düşecek. Yıkılacak yalnızlığın varlığı ve yokluğun, bencileyin kimsesizlere ilahi ithaf, yol bilmezlere ise itham düşecek.
Az kaldır uykulardan yüzünü. Yüreğim yorgun. Yollardan geliyorum. Anamın ak sütü gibiyim kapında, çilem dolmadı mı Yunus misali? Gözlerimde asırlık nevbet vuruyor davullar. Yıldırımlar artık gürlemiyor, karşısında durduğum bir rüzgar gülüdür, mezar başında titrer yalnızca…
…Gayrı Bad-ı Memat esiyor.!

Gün doğdu ve battı
Ay doğdu, yıldız aktı
Şafağa gül, güle kan düştü
Olur işte ölecek ve olacak
Kalan olmaz, sanki Kevser kuruyor
Anla, anla ki
Artık bad-ı memat esiyor.!

--albatrosfatihkemal--
A. F. K.
BAD-I MEMAT-3-

Ahmet Kürşat Göktürk
Kayıt Tarihi : 12.9.2006 05:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Kürşat Göktürk