bacım Nazife'ye (ağıt)

Mustafa Atasever
37

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

bacım Nazife'ye (ağıt)

Nasıl Başlayayım söze
Yaşlar doldu ela göze
Dönmüş te yüzüme bakar
Gözlerini süze süze

Ağıt yaksam varmaz dilim
Kime arz eyleyim halim
Bacım muradın almadı
Daha gelin başlı gelin

Bir telefon geldi gece
Varıp odaya girince
İçime bir sızı girdi
Yatağını boş görünce

Dar ikindin düştük yola
Haber saldım sağa sola
Akşam ezanı okundu
Orucunu açtı mola?

Kardeşim kayıtım görsün
Bacım cenazemi yusun
Seni çok severim diyen
Yengem kefenimi sarsın

Sana derim Ayşe yenge
Edemedim dengi denge
Hepiniz helal eyleyin
Hakkınız kalmasın bende

Bir tel çektim İstanbula
Kardeş bacı düştü yola
Toplanıp yanına geldi
Sana ayan oldu mola

Tabutumu açın bakın
Başucumda ağıt yakın
Çocuklarım yetim kaldı
Hatırına deymen sakın

Oğlum Ümit Ferhat dedim
Size helal olsun sütüm
Kardeş kurbanın olayım
Sultan kızı gelin edin.

Dur diyemem esen yele
Ölüm akla gelmez bile
Çocukların emaneti
Derim Eşim İsmaile

Nazife üzgün geziyor
Gözünü açmış süzüyor
Eve öteberi almış
İştah ile ev düzüyor

Giymedim gelinlik tacı
Yürekten çıkmıyor acı
İkiside ekiz gibi
Çifte elti çifte bacı

Bacım eli günü bilir
Görse bizim için ölür
Elini öpeyim diye
Bayramda yanıma gelir

Kader böyle ben ne deyim
Akıl gitmiş durmuş beyin
Bacıma bir çare bulun
Umut var mı doktor beyim

Küçük yaştan beri böyle
Gün görmedi güle güle
Genç yaşta toprak yetimi
Anama da selam söyle

Güller açar deste deste
Ağıt yazdım beste beste
Eğer dilin söyleseydi
Ne diyordun son nefeste

Ne diyorsun kız Hasibe
Gitti bacımız Nazife
Çocuklara kim bakacak
Sana düşüyor vazife

Muradıma eremedim
Çeyiz yapıp seremedim
Daha yavrularım küçük
Düğün yapıp göremedim

Kalan uzar gider aylar
Selvi teyzem pek çok yanar
Otursun da ağıt yaksın
Selver teyzem güzel ağlar

Ağlıyorsun hazin hazin
Bakma bana hüzün hüzün
Tek başına kalan bacım
Yanına gelirim yazın

Dokunmayın İsmaile
Gözyaşları döndü sele
Çocukların emaneti
Derim eşim ismaile

Resmimi duvara asın
Bakıp kimse ağlamasın
Sultan kıza öğüt verin
Evimizi dağıtmasın

Kurban olam saçlarına
Dert koydun gardaşlarına
Söyle bacım ne yazayım
Mezarının taşlarına

Üzülür Doğanlı köyü
Doldu evimizin önü
Yarın eller bayram eder
Ne yaparız bayram günü

Anasızlar akışmıyor
Birbirine bakışmıyor
Ancak Allah bilir ama
Ölüm sana yakışmıyor.

Fakültenin hastanesi
Kulağımda kaldı sesi
Çağırırım doktor gelmez
Bacım verdi son nefesi

Sabah oldu ağardı tan
Uyan hatun bacım uyan
Ya kimlere ana desin
Ümit,Ferhat, kızın Sultan

Komşular gelin yanıma
Yarın koyun mezarıma
Bu gün evimde yatayım
Ereyim ben muradıma

Yalan dünya ölüm yakın
Can bulunmaz alam satın
Beyazları giyindirin
Yeşil duvağını atın

Götürmeyin acelece
Evde kalsın bu son gece
Ruhuna dua okuyun
Din talkını versin hoca

Hocalarım okur hatim
Çürür beden kalmaz etim
Hasibe eline kaldı
Bir sürü başında yetim

Kimseye çıkmadı sesin
Koynunda kaldı hevesin
Allahım yüce katına
Cennetine cem eylesin

Yaradanım derdi verdi
Artık ömür sona erdi
Yeter artık söylemeyim
Bacım ne çileler gördü

Günahların gitsin afa
Orda Çekmeyesin cefa
Mekanın cennetlik olsun
Diyor Kardeşin Mustafa

Mustafa Atasever
Kayıt Tarihi : 27.9.2008 13:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Kız kardeşim 1959 doğumlu olup,Adı Nazife idi, yıl 2000 köyden kente taşınalı altı ay olmuştu. O da herkes gibi bir gelecek ve çocuklarının istikbalini kazanacak bir çare arıyordu. Şehirden bir kiralık ev tuttu taşındı garibim köyünden yeni evine.Kocası bir inşaat işçisi kırk kanaat geçinmeye çalışıyordu.Altı ay zarfında az yeyip az giyerek, eline geçen parayla bir taraftan ev eşyasını dizmeye bir taraftan da kış hazırlıkları yapamaya çalışıyordu zavallım. Şehre taşınmanın ve evine alınan zaruri eşyaların dizilmesiyle meşgul olup onun sevinciyle yatıp kalkıyordu. Ecel bu ya kaderin önüne geçilmez ölüm geldi mi genç yaşlı dinlemez. Otuz yaşında daha hayatının baharında iken 20 ekim 2000 günü yüksek tansiyondan mütevellit ani bir beyin kanamasıyla komaya girer. Evden alarak Kayseri Devlet hastanesine ulaştırdım. Orada bir gün müşahide altında tedavi etmeye çalıştılarsa da çare bulamayıp, yanında bulunamadığım bir anda, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma hastanesine havale etmişler. Devlet hastanesindeki odasına vardım, yattığı yatağı boş bulunca içim sızladı ve o an ümidimi kesmiştim. Erciyes hastanesi tıp fakültesine ulaştığımda, acil bölümüne alınan kız kardeşim solunum makinesine bağlanarak yaşatmaya çalışıyorlardı. Her ne kadar yaşam mücadelesi verilse de her şey bitmişti artık,çünkü suni teneffüsle yaşıyordu. Doktorları “görüyorsunuz ki makineyle çalışıyor. Bu hasta için hayat sona ermiştir.Makineyi çektiğimiz anda her şey bitmiş olacak,daha fazla eziyet çektirmeyelim ne dersiniz” dedilerse de Allah’tan ümit kesilmez hâlâ ümitlenerek makinede bağlı kalmasını istedim. Neticede, odadaki yatağa götürmek bahanesiyle makineden çözdüler, yatağına uzattılar. Rahmetli,şehre gelmenin mutluluğunu yaşamadan,üç çocuğunu yetim bırakarak o an ruhunu teslim etti. Hani derler ya, “aşk ağlatır dert söyletir” işte acı elem keder bir araya gelince duygularım bu şekilde mısralara dökülmüş oldu.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Atasever