ne ben sorayım seni
ne sen beni sor
soyunmuş seslerimiz tenden
boşlukta bir aşk örüyor
ses olmuş duygular
yaklaşır dalga dalga zamansız
kavuşsa da seslerimiz birbirine
biz kavuşamayız
ne kollarımız var saracak
ne öpecek dudaklar
ne görülecek yüzümüz var
ne görecek göz
bir aşk örüyoruz boşlukta
çizgiden soyut
zerreden öz
Kayıt Tarihi : 30.6.2000 16:54:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
turnusol kağıdı da oldu. Namuslu insanlar ve diğerleri O’nun adını andıkça kendilerini belli ediyorlar.
Sayın Ecevit, Türk insanının imrendiği özellikleri taşıyan bir devlet adamıydı. Dürüstlük, alçak gönüllülük, onur, zulme karşı direnme, özgürlük, adalet, eşitlik, kardeşlik ve benzeri kavramlar Ecevit'le bütünleşmişti.
Sayın Ecevit, çıkarsız bilinç penceresinden bakanlar için, kimi zaman Atatürk, Pir Sultan Abdal, Yunus Emre, Hacı Bektaş, Mevlana, Karacaoğlan gibi görünüyor. O'nun konuşmalarını dinleyen, yazdıklarını okuyan insanlar, bir süre sonra Sayın Ecevit'le özdeşleşmeye başladıklarını duyumsuyorlar ve her namuslu insanla birlikte Bülent Ecevit yaşamaya devam ediyor.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
bugüne kadar esrarlı adamların diline doladığı tanımlarla çıktı karşınıza…bazen aşık kadınların terk edilmelerine seyirci kalamayıp çaldı kapılarını…onlarda seve seve buyur ettiler…sonrası kaderi olsa gerek yer yer sürüldü…zaman zaman taşlandı…tarih boyunca da bilmediğimiz mekanların yağlı duvarlarında resim resim asıldı…kendinden geçmiş pek çok şair Nirvanasına ulaştığına inandığı şiirlerinin hengamesinde delirdi…kapı arkasında nice cinayetlere tanıklık ederken…
…yine yalnızdı …peki şiirin vahi bir tanımı yok mudur?
elbette vardır…pek çok kadim dinde bu tanım satır satır yapılmıştır….dünyanın yaratılmasından çok öncedir şiir…yaratanın ne ilk şiiriydi dünya…ne de bildiğimiz son şiiri…
Bu yüzdendir şairler hangi dilden olursa olsun zorlanmışlardır…çünkü şiir başlangıcı olmadığı gibi sonu da olmayan bir yaşam şeklidir….eğer o kulvarda yaşıyor iseniz şiir adına her zorluğa ve yaşam adına her güzelliğe ulaşmışsınız demektir…
…bu sebeple şiirin var olduğu tarih noktasında nasıl ilk insan ilk şiirine ulaştı ise…bugünün insanı elde edebileceği bütün şiirleri toplamaya çalışıyor…
…savaşlarda şiir içindir… barışta…
yeniden toparlanma gücüdür …yeniden yok edilirken…var olmak içindir …çoğalırken…azalırken…inanırken…reddederken…bulurken…alırken…terk ederken…
…her yol ve her evren şiire bir adım yaklaşırken…
keşfederken kendisini…içindeki şehrin bütün şiirlerine taşınır…bütün şehirlerinden yine şiir için toplatılır…
…o yüzden siz ne kadar şiir iseniz o kadar şiir bulur…o kadar şiir olursunuz…
o yüzden biz size ne kadar şiir iseniz inanırız…ne kadar zengin iseniz…ne kadar güçlü iseniz değil…ne zaman bir şiire inandığınızı sorarız…ne zaman bir şiiri unuttuğunuzu…ne vakit şiirden uzak bir zamanda kaybolduğunuzu…hangi şiirin duasında çoğaldığınızı…hangi şiirin tercümesinde affedildiğinizi…şimdi kim söyleyebilir bana…şiirin tanrının gücünden ilham almadığını…ve o güçte esas yaşam formuna ulaşamıyacağını...sevgilerimle… LaraAçanba…05.11.2011
TÜM YORUMLAR (21)