ezberledikçe aynı ağıtları”
babil’in kırık düşleri
akşam takılır sesinize gülemezsiniz
işten gelen babalar kırılır
anneler üzerinden jetler uçar
kimi zaman çözülmüştür palaskalar
yağmur küstür temizlemez
dalgalar köşelerde soğur
ilik açılır leyla’nın ellerine
sarkaçlar çöle vurulur
bilir şarkılar çok uzaktır
kaç çocuk duyar başkasının ölümünü
yemek yemezler tokluktan
bir damla su düşer cehennem olur
babil suyun bahçelerine yetmez
karagül koklanmıştır alnında
tararlar yedi zulümle çiçeklerini
kurak düşlere yel ayaz olur
körüm kum fırtınalarında
masaya vurulu göz çıkarılır
doymayanlar toplar elmaları
biraz ekmekle kaç can kurtulur
sorar anıtlarıyla bu yazgıyı
kimden türer dağların şaşkını
iplik kopsa insan takılır
artık ne fırat ne dicle saklanır
kan buradan geçiyordu
tamam bağırmayalım ama
hikayelerde nasıl anlatırız
ıslak kırmızının ıssızlığını
kurtarılamamış çocuktur yalnızlığımız
ekinlerin rüzgara vurduğu
yer gök kan içinde bir koşu
öylece serpildiğinde
sakın babil sakın
ben öldüm deme
yağmur gelecek dirilişle
her çocuk aynı ağlar ölüme
ekmekte yoksa gökte tutamaz
gözyaşı kan olur ağızdan dişlere
08 11 '07
Zafer Zengin EtnikaKayıt Tarihi : 5.2.2008 17:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!