Baban Kahramandı be!

HDP eş başkanı Sezai Temelli, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu topraklarının bir bölümünü kastederek:
”Bugün, Türkiye’nin en bereketli toprakları burası…
Buraları vaat edilmiş topraklar..Musa ,bütün ömrünü
bu toprakları arayarak geçirdi….Geldiler, bu toprakları
kuruttular.”.demiş….Geldiler dediği; Irak’ı, Suriye’yi,
Libya’yı, Mısır’ı karıştırarak,milyonlarca insanı öldü-
renler , tarihi kültür değerlerini talan edenler , bura-
lara en az 20.000 tır silah gönderenler değil, Türkler!
..Sezai Temelli’nin sözleri: “Anadolu Toprakları, Tanrı’-
nın İsrail’e vaad ettiği topraklardır “ anlamına gelmek-
tedir ki , biz bu hikâyeyi çocukluğumuzdan beri duyarız
Ancak bu sözler, bana, aynı zamanda eski bir fıkrayı
anımsattı:
Çook eskiden ; PERS kralı DARA’nın , daha sonra Ma-
kedon hükümdarı İSKENDER’in ve Bizanlılar’ın Ana-
dolu’yu boydan boya işgal ettikleri dönemden sonra ,
bazı Osmanlı sultanlarının, Musa’nın arayışı gibi bir
arayışın içine girerek , 0rtadoğu’da ve Arabistan Çöl-
leri’nde at koşturdukları dönemlerde , bir gün baba
Salomon, kendisiyle övünç duymasını sağlamak ama-
cıyla oğlu Davit’i karşısına alarak ,anlatmaya başlar:
-0ğlum Davit, gençliğimde ,İpek Yolu’nda , deve ker-
vanlarıyla; ipekli eşyalar, halılar, baharatlar, altın yük-
lü sandıklar taşırdık…..Çook kazanırdık……İşte böyle
günlerin birinde YAPAYALNIZ yola çıktık tam UÇ
YÜZ KİŞİ .…Karşımıza çıktı bir sürü Türk, tam UÇ KİŞİ…
Kasaları istediler.
-Verdin mi baba?
- Verir miyim Davit!..Baban kahraman dı be! Verme-
dim elbet ….Çektim kılıcı…soktum kınına!…..Babası-
nın son sözünü , tam anlayamayan Davit, tekrar so-
rar babasına, heyecanla:
-Nereye soktun be baba?..
Kızgınlıkla yanıt verir baba Salamon:
-Ana.. .…a……na!...Nereye olacak ulan!.....Kınına !
-Tamam be baba, kızma! Sonra n’oldu ?
-N’olacak Davit!.....Elbette vermedim kasaları..
..Savaş başladı ....Bazan onlar hep üstte, bazan biz
hep altta…..Kala kala kaldık UÇ KİŞİ ….Ne çıkar BARA-
BERE
-Eee baba, daha daha !
-Ee’si- mee’si var mı Davit? Baktım böyle olmayacak ,
sonunda verdim kasaları ,vermedim anahtarları!
-Aferin be baba!
-Aferin ya Davit!....Baban böyle kahramandı işte!
Mecera bitmedi ama…Türkler ondan sonra aldılar
kasaları ,aştılar bayırları…Arkalarından çektim altı
patları, vurdum yüzlerce Turk!
.Evet hikâye böyle!…Sezai Temelli’nin sözü, Salomon
ile oğlu Davit’in hikâyesine benziyor değil mi?
…Atalarımız, her ne kadar ; İngiliz, Fransız, İtalyan ,
Rus ve Moğol Orduları’nın işgaline uğramış ve üzerin-
de binlerce yıldır yaşadığımız ve bereketli koynunda
ceddimizden kalan çeşitli maddi kültür âbidelerinin
buulunduğu bu vatan toprakların bir kısmını I.Dünya
Savaşı’nda kaybetmişlerse de, “vaad edilen topraklar! “
dahil olmak üzere , misaki milli sınrları içinde bulunan
ve yüz binlerce şehit ve gazinin kanı ve canıyla suladık-
ları bu vatan topraklarını ; Kürdü, Türkü , Lâzı, Çerkezi,
Pomağı, Gacalı, Romanı,Yörüğü,Türkmen’i , Ermeni’si
ile koruyarak sahip çıkmışlar ve yeniden bizlere ema-
net etmişlerdir...Yani bu toprakları ; canlarını vererek,
kanlarını dökerek gazi ve şehitlerimiz vaad etmiş bizlere.
SONUÇ:Bizler dünya barışı, dünya kardeşliği,….ideal-
leri besler ve bunun mücadelesini verirken , bu tür hi-
kâyelerle birilerine göz kırparak emperyalist duyguları
kışkırtmak;, ne çağdaşlığa ne Türkiye Cumhuriyeti Va-
tandaşlığı’na yakışmamakta ve bu tür değerlendirme-
leri ; barışa, kardeşliğimize , bir arada yaşama isteği-
mize , toprak bütünlümüze yönelik tehdit olarak algı-
lanmaktayız..Biline!….10.nisan.2019/Çarşamba
*
Not:Yazıdaki öyküyü, dost meclislerinde bize anlatan
Malatya-Akçadağ Öğretmen Okulu müzik dersi Öğre-
meni , dostum Cemil Kibaroğlu’nun ruhuna ithaf
ediyorum……..…………...Mekânı cennet olsun!