Sıcak bir yazdı.
Rüzgar durdu,
Ne tınazlar savruldu,
Ne de çardaklar altında oturuldu.
Bir ter bastı her yanımı,
Ardından harman yeri soğudu.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bizim de evin tam karşısında fazla büyük olmayan bir arazimiz vardı, ben doğmadan başlamış babam imarına, artık yirmili yaşlara geldiğimde içinde yok yoktu meyve adına...
Her sabah tan ağarırken geçerdi karşıya, akşama kadar uğraşırdı toprakla.
Nar fidanları, incirler, zeytinler, en sonunda 30-40 tane kadar da Şeftali yetiştirmişti...
Sigara tiryakisi idi ama kahvaltısını etmeden hiç içmezdi...
Annem ''Erlikte'' sabaha doğru kalkar, Allah ne verdiyse hazırlar ve mükellef bir kahvaltı taşırdı babamın çalıştığı yere... Kimi zaman da biz yapardık o görevi ama babam illaki annem olsun isterdi yanında...Zaman ilerleyip, biraz daha yaşlanınca zor gelmeye başlamıştı dereden karşıya geçmek ve bir çardak yapmıştı bahçeye konaklayacak...
Uzun yıllar ayakta kalmıştı bu derme çatma korunak, taa ki ben evlenip çocuklarım oyun niyetine boş kalan çardağı ateşe verene dek...
Babamın en titiz olduğu şey içecek su ile ilgiliydi...Hep soğuk su isterdi, o zamanlar köyde ne elektrik var ne buzdolabı...Dere boylarında hep pınarlar çıkar oradan isterdi suyu...Galiba biraz üşensekte gene de getirirdik babamızın gönlü olsun diye...Biraz da korkardık elbet kızacak diye...
Şiirinizi okuyunca, bunlar geldi aklıma...Harmanın dövenle sürüldüğü zamana da yetiştim, ucundan kenarından da olsa...Günlerce döne döne ne hale gelirdi o hayvanlar...Ama gene de keyifli olurdu güneşte onlarla birlikte dönmek...Babama pek naz edemezdim ama büyük ağabeyim nereye gitse ben omuzunda olurdum evin en küçüğü olduğumdan belki...
Güzel günlerdi kısacası...Her şey az ve özdü...Sevgi, saygı, insana dair her şey...
Akşam akşam, iyi geldi şiiriniz...Yüreğinize sağlık Sayın ÇETİNKAYA...
Çok teşekkür derim şiir için...
Babanız iyi bir çGün gelcek herkes uyancek
Ama çok geç olcek.
Burada hortumlanan paralar
Geri demokrasilerde yencek.
Aynen. O yüzden birileri son dönemeci dönmeden millet uyanmalı artık. Yoksa atı alan Üsküdar' ı geçiyor... Kutlarım şair.Tam zamanımızın şiiri...ocuk eğitimcisi imiş.
YAPTIĞI HAREKET KAÇ TOKADA BEDEL.
Ne güzel, dersinizi de almışsınız zaten. Kutlarım şiiri ve sizi Mustafa bey...Nicelerine. Esenlikle...
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta