Varlık içinde darlıktı
Bolluk içinde yokluktu
Sabırdı, gelenekti, görenekti
Efendilikti, karabahttı
Kapkara saçtı,
Altında sakladığı
Hepsi de parlak pabuçların altında ezilerek
İpek kravatlarla boğularak katledilseler de
Vurma baba yerlere şapkanı, gururunu
Sen misin efendilikte onurlandırılıan
Sen misin memleketimin kaderini çizen
Sen; kirli ceketli sen de kimsin
Arada bir lazım olup itibar gören
Ülkemin sınır taşı kırmızı çizgisi
Anti teröristi, seni kim takar be!
Vergi kazanlarında rafine edilmiş
Motorları cehaletle çalışan
Sömürgeci düzenin hammaddesi
Hadi yürü tarlaya!
Sabah en erken çalar saat
Eşek anıra, köpek havlaya
Hani şefkatine katık ettiğimiz ekmeğin
Destilerden içtiğimiz huzurun
Soframızda kan kıvamında ekşi ayranın
Tahta kaşıklarda taşlı bulgurun
Öfkeyle parçaladığın kuru soğanın tadını
Unutamam...
Unutamam şapkandaki kirin kousunu
Dikişini, nakışını, dokusunu
Paspas olmasın onursuzluğun koridorlarına
Kravatlıların parlak pabuçlarını
Bir zamanlar içinde incir yediğim
Yokluğunda dokunup koklayıp yetindiğim
Vurma baba yerlere onu, gururunu
Geleneğini, göreneğini, onurunu
Kayıt Tarihi : 26.3.2017 00:55:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Babam şapkasıyla bize incir getirirdi. Buyeter sanırım.




saygı ve selamlar
TÜM YORUMLAR (1)