Babamın hikâyesi...7 Şiiri - Ozan Nuri C ...

Ozan Nuri Ceyhan
2060

ŞİİR


38

TAKİPÇİ

Babamın hikâyesi...7

Olay günü biz kardeşimle okula gittikten sonra,
Babamın kronik migreni vardı
İlacı bitiği için doktora gitmek istemiş,
Anam tutturmuş kızımın burnu akıyor bizde gidelim diye,
Birlikten evden çıkmışlar,
Anam çocuğu bırakıp susadım deyip komşuya giriyor
Dönüp kızını alarak devam ediyor,
Babamda bir meslektaşı ile ayaküstü sohbeti bitirip
Anam önde o arkada lojman bahçesinden çıkıyorlar,
Önlerinde bulunan rayda vagonlar var,
Diğer rayları da geçmek durumundalar,
Her ne kadar raylardan geçmek yasak levhaları varsa da
Bu tarafta oturan Adana halkı, yolcular, öğrenciler
Bu rayları geçmek zorundalar,
Bu gün dahi aynı durum söz konusu,
Bizde okula gidip gelirken aynı güzergâhı kullanırdık,
Anam vagonun solundan babam sağından
Geçmeye çalışırken asıl amaç bir an önce hatlardan çıkmak,
Soluna bakmayan anam adımını hızlandırıyor,
Tamir servisinden çıkıp İncirlik istasyonuna kadar gidip
Anarya (Geri geri) gelen 56718 numaralı
Tek lokomotifin çarpması ile hat içine düşüyor
Kazanın en yakın tanığı babam- Dur Elif demeye kalmıyor
Ve benim 32 yaşındaki mor belikli anam
Feci şekilde can veriyor,
Kucağından fırlayan bacım kenara düşse de
Sağ ayağı diz altından ray üstünde kaldığından ayağı kopuyor,
Görenler bağırıyor lokomotif az ilerde duruyor,
Kazanın olduğu yerin tam karşısı dayımın okulu,
Herkes dışarı fırlıyor, dayımda pazen çantadan tanıyor
Öğretmen ve arkadaşları bırakmıyorlar,
Onu teskine çalışıyorlar,
Bu arada uzaktan olaya şahit olan
Demiryolcu bir amca üç bucuk aylık bacımızı ceketine sarıp
Adana Devlet Hastanesine götürüyor,
Feci kazanın oluş şekli üç aşağı beş yukarı böyle,

(Çok uzun yıllar sonra Adana 6.İşletme Hukuk Müşavirliğinde çalıştığım günlerdi, İstasyona Mersin cihetinden gelmekte olan bir trenin lokomotifine tesadüfen bakmıştım, sanki içime doğdu, uzaktan izliyorum, bu dedim anamı kesen tren olmasın, istasyona girip hizamda durduğunda ne göreyim, 56718 numaralı ayni lokomotif yani anacığımın katili, ne kadar kin, nefret ve hırsla bakmışımdır kim bilir)
&
Bir kızım olsun bir ayağı topal, bir gözü kör olsun,
Babama da sana gelen kaza bela bana gelsin diyen
Anamın bu iki dileği de tutuyor,
Han evimiz harap oldu,
Sıcacık yuvamızın direği çöktü,
Babamızı eşsiz, beş yavrusunu anasız,
Ufkumuzu ışıksız, gönlümüzü sevgisiz, içimizi huzursuz
Çocuk yüreklerimizi perişan, bir ömür gözlerimizi yaşlı,
Kardeşini ablasız koyarak hayatımızı kararttığını ne bilsin,

(Ve dahi; kızının kopan ve ezilen ayağını
Kefeninin içinde göğsüne koyup defnediyorlar,
Ne kadar düşündürücü ve enteresan canından
Çok sevdiği kızının bir parçasını almadan gitmiyor)

&
Yıllar sonra kardeşlerimle anamızın tapulu mezarını
Kendi elimizle yaptığımız demir kafesle çevirerek,
Yeşil türbe rengine boyadık,
Bayram seyran beklemeden ziyaret etmeğe çalışıyoruz
Bu satırların yazarı ve diğer Tahsin ve Şevket kardeşlerim,
Öldüğümüzde anamızın yanına gömülmemiz vasiyetimizdir,

Mermer taşına da Kadersiz güzel anam…
Adlı şiirimin ilk kıtasını yazdırdık,

==Sevgimizin Miracı
Hasretimizin ilacı
Gönlümüzün baş tacı
Tren şehidi anamızın ruhuna==

Başta annem olmak üzere üvey annelerime ve
Müteveffa bütün annelere sonsuz rahmetler diliyorum,

&
Dayım köyden anneannemizi kızın hasta diye getirdi,
Gerçeği öğrendiğinde dünyası başına yıkıldı,
Yaşlı Osmanlı ninemin hali perişan,
Dedem, amcalarım ve büyük halam geldi,
Bir zaman kalıp döndüler,
İşletme de amir konumunda olanlar çare aramışlar,
Köyümüze yakın olduğu için babamın nakli
İsteğine bağlı olarak Kayseri’ye yapılması uygun görülmüş,
Dört erkek kardeşin hamiyetli ailelerce evlat edinilmesi için
Hürriyet gazetesine resimli ilan vermişler,
Babamız kız kardeşimizi Ankara Demiryol hastanesin götürdü,
Bizi de portakal bahçeleri içinde evi olan bir aileye bıraktılar,
Cevap gecikmedi, İstanbul’da dört aile’ye teslim edilmek üzere
Bir personelin korumasında trene bineceğimiz akşam,
Babamız bizimle vedalaşmaya geldi gözleri kan çanağı,
Kız kardeşimizi büyük halamıza bırakmış,
Sarılıp ağlaştık, dönüp giderken ki hali işler acısıydı,
Hıçkırarak ağladığını arkasından duyuyordum,
Az sonra tren hareket etti,
O tarihte buharlı lokomotifler kömürle çalışıyordu,
Bu trenlerin kendine özgü bir düdük sistemi vardı,
Usta makinistler öyle makamla çalıyordu ki,
Gurbete gittiğinizi iliklerinize kadar duyuyordunuz…

Çukurova/2016

Ozan Nuri Ceyhan
Kayıt Tarihi : 14.4.2016 12:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ozan Nuri Ceyhan