Babamın hikâyesi...6 Şiiri - Ozan Nuri C ...

Çocuk aklımla bahtiyarım,
Anam var, babam var, erkek kardeşlerim var,
Sevmeye doyamadığımız dünya güzeli bacımız,
Bir de çok sevdiğimiz dayımız yanımızda,
Düşündükçe içim içime sığmıyor
Daha ne olsun,
Ne kadar mutluyum tarif edemem,
Annem babamızın işinin tehlikeli ve zor olduğunu biliyordu,
Önümüzdeki yaza kadar çalış, köydeki bağları
Tarlaları ve evi sat, benimde bir kaç altınım var
Sen bize bir kaç dönüm arsa al, iki de inek alalım
Çocuklarımız da büyüdü yardım ederler,
Bahçeyi ekeriz, yoğurt süt satar geçiniriz
Baktık bu iş yürüyor inekleri çoğaltır işi büyütürüz diyordu,
Yapar mıyız yaparız anasını satayım,
Babamın da aklı yattı bu işe,
&
Bin dokuz yüz elli beş yılı
Ekim ayının on sekizi günlerden Çarşamba,
Kardeşimle okuldayız üçüncü teneffüse çıktık,
Kâğıda yapıştırılmış tanesi on kuruşa satılan
Acıbadem kurabiyesinden iki tane alıp
Birisini kardeşime verdim,
Henüz ağzıma götürmeden yüreğime bir acı çöktü
Yiyemedim onu da kardeşime verdim,
On yaşında bir çocuğum
Yüreğim daralıyor, içim yangın yeri
Son iki ders nasıl zor geçti anlatamam,
Okuldan çıktık karşımızda lojman komşumuz
İncesulu Mehmet amca bizi görünce
Çocuklar bir dakka dedi,
Bu gün bizim hareket Müfettişi okulunuza gelmiş,
Derslerde sizi çok başarılı bulmuş
Şimdi kendi evine davet ediyor demez mi,
Böyle kuyruklu yalan olur mu,
Demiryol müfettişinin ilkokulda ne işi var,
Biz kimseyi görmedik deyip
Kardeşimin elinden tutarak koşmağa başladık
Ben uçuyorum kardeşim gerilerde kaldı…
&
İçimdeki sıkıntı had safhada,
Adana Gar’ın merdivenlerini bir çırpıda çıktım,
Lojmanların tarafında mahşeri bir kalabalık,
Babam diyorum olamaz, geceden çıktı
Şimdi evdedir, bu tezim biraz rahatlatıyor
Olmadık şeyler geliyor aklıma,
Makasçıların bulunduğu kısmı geçtiğimde,
Uzaktan anamın doktora giderken kullandığı
Allı güllü pazen çantasını rayların arasında gördüğümde
Aklım başından gitti,
Biraz daha yaklaştığımda,
Üzeri gazetelerle kapatılmış, sağ kolu avuç içi
Yukarı dönmüş vaziyette yatan kadın
Canımdan çok sevdiğim anamdı,
Boğazım düğümlendi, ağlayarak eve koştum
Babam ve dayım hüngür hüngür ağlıyorlardı…
&
Gözüm bir ara bacımı aradı
Uyutmuşlardır diye düşündüm,
Gelen giden meraklı çok,
Kızı da kucağındaydı diye bir laf çalındı kulağıma,
Aman Allah’ım bacımda ölmüş diye ağlıyorum,
O gün kıyamet bizim için kopmuştu,
Olay yerine gitmek istedik bizi salmadılar,
Biri altı diğeri dört yaşında olan küçük kardeşlerim
Olayın vahametini elbette kavrayamazlar,
Babamı ertesi sabah arkadaşları alıp götürdü,
Sağ olsun komşular bizi yalnız bırakmadı,
Sıra ile yemek yapıyorlar,
Babam geç vakit geldi, iki gözü iki çeşme
Vay yavrum deyip ellerini dizlerine vuruyor,
Sorma ya çekiniyorum,
Komşular teselli etmeye çalışıyor,
Devler hastanesine gittik
Kızım kuş gibi çırpınıyor, bir bacağı kesilmiş
Diyebildi, seller gibi döktürüyor,
Şu anda bunları yazarken benim yaptığım gibi…
&
Sonradan öğrendik,
İncesulu Mehmet amcanın telaşının esrarını,
Kazayı duyan ve iki çocuğun yani bizim
Okulda olduğumuzu öğrenen müfettiş amca
Olayın vahametinden etkilenmeyelim diye
Kendi evine götürülmemizi istemiş,
Ne yazık ki başarısız bir plân yapmışlar,
Babam zaman zaman bize nasihat eder
Sakın kimsenin sözüne inanmayın kanmayın
Sizi götürüp keserler ırmağa atarlar derdi,
Mehmet amcaya konduramazdım ama aklıma ilk gelen
Babamızın o sözleriydi…

Çukurova/2016