Babamın hikâyesi...4 Şiiri - Ozan Nuri C ...

Ozan Nuri Ceyhan
2060

ŞİİR


38

TAKİPÇİ

Babamın hikâyesi...4

İşten eve geldiğinde
İş elbisesi tren yağı içinde olurdu,
Gelirken yıkamış olmasına rağmen
Elindeki paslı kiri
Normal sabun geçirmezdi,
Nalko denen bir garip sabunla yıkardı
Bende su dökerdim,
Babam 12 saat çalışır 24 saat istirahat ederdi
Boş zamanlarında duaları öğretiyordu,
Köydeyken anam elime
Bir minder tutuşturup köyün hocası
Çarık Hasan’a göndermişti,
Elinde uzun bir sopa olduğunu görünce gitmemiş,
Toprak tepede bekleyip eve gelmiş
Bir daha da gitmemiştim,
Sivas Çiçek mahallesinde ki evin önü eski mezarlıktı,
Bir çok değişik boy ve tipte sokak köpekleri yaşardı,
Okula gelip giderken bir hayli korkardım,

(Köpek deyince aklıma geldi, bir sabah pencereden bakıyorum,
Mezralığın güney tarafında bir sürü insan toplanmış,
Fırlayıp gittim, parçalanmış yeni doğmuş bir bebek cesedi,
Göbek bağı bile kesilmemiş, derine gömülmediği için
Mezarlıkta bulunan irili ufaklı köpek sürüsü deşip çıkarmışlar
Rastgele yerlerini parçalamışlar, bir kadıncağız görüp
Polise haber vermiş onun tahkikatını yapıyorlardı)

&
İhsan dayımı vurmuşlar,
Bacağında ki kurşun hâlâ durur,
Bize gelip iki hafta kadar kalıp döndü,
O yaz okul bitti,
Ben de aslanlar gibi çakmışım,
Babam naklini istemiş,
Çok sürmedi müjdeli haber geldi
Adana’ya çıkmış,
Eşyalar ve biz vagonda gidiyoruz,
Birkaç saat Kayseri’de kaldık
Sayamadığımız onlarca tünelden geçtik,
Aile boyu yatıyoruz,
Bir uyandık vagonun içi kaynıyor,
Sıcak mı sıcak,
Burası Adana olacak o kadar,
Babam gidip geliyor
Görev yerin Payas demişler,
Gece İskenderun trenine bağlanacakmışız,
Yapacak bir şey yok yatıp uyuduk,
Sabah olmuş babam vagonun kapısı açtı,
Mis gibi bir yaz sabahı
Her taraf yemyeşil bağ bahçe,
Ve de adını sonradan öğrendiğim tütün tarlaları,
İki katlı istasyon binası
Alt kat yani giriş çalışma büroları,
Bir taraf ambar ve açık hangar,
Diğer yan ve arka taraf ve üst kat personel lojmanı
Görünürlerde başka ev yok,
Eşyaları iki odalı lojmana taşıdık,
İçme suyu çift kollu pompa ile kuyudan çekiliyor,
Hareket memuru Hüsnü amcanın
Benim yaşımda kızı bir de oğlu var,
Çabuk kaynaştık,
İlk defa deniz gördük,
Bir de çayı vardı denize akan,
Kasaba İstasyona hayli uzaktı,
İlkokul daha da uzak…
&
Yaz boyu denize girdik,
Göbek boyundan öte gitmek yasak,
Bazen sular çekilir kayalar meydana çıkardı,
Narenciye ve diğer meyveler bol,
Babamın ahbap olduğu amcalarla gider
Sepet dolusu toplar dönerdim,
İncirleri bir harikaydı,
Anam tandır gibi kümes yapmıştı,
Bir kaç tavuk alındı,
Toprağın altı sıcak olduğundan
Kısa zamanda yumurtlamaya başladılar,
Kışın bir deli rüzgâr eser ki
Yarıkkaya diyorlar tahribatına rivayet çok,
At arabasını atlarda sürüklediği söylenir,
İki kardeş tutuna tutuna okula giderdik,
Bizim ufaklılardan birini
Birkaç rayın üstünden uçurmuş,
Şükür burnu bile kanamıştı keratanın,
Gece yarısı çakalların üşüştüğünü görürdük,
Makas başı hayli uzaktı,
Babam kangala yakın bir köpek edinmiş
Tren almaya birlikte giderlerdi,
Bir gece yarısı babam beni uyandırdı
Anamın doğum sancısı tutmuş,
Ebelik yapan bir teyzeyi getirmem gerekiyor,
Sekiz yaşında bir çocuk her yer zifiri karanlık,
İn cin top oynuyor düştüm yollara,
Korkuyorum hem de nasıl,
Ebe dedikleri kadının evi kasabanın sonunda,
Şimdi ki gibi sokak lambaları nerde,
Biz gelinceye kadar gün ışıdı,
Doğuma yetişemedik, bir erkek kardeşimiz olmuş
Adını Habip koydular…
&
Buralarda bahar erken geliyor,
Otlar diz boyu
Papatya ve gelincik tarlaları uzayıp gidiyor
Boş dururmuyuz
Tahmini köydeki küçük bağımız kadar yeri
Çalılarla çit yapıp çevirdik,
Çevirdik dediğime bakmayın, babamız yapıyor,
Bizde ufak tefek yardım ediyoruz,
Güzel anam neler ekti,
Asıl problem su,
İstasyonun yeri yüksek
Çaydan gelen suların arkı enginde,
Her ikindi vakti
Kova kova su taşırdık,
Salatalık, kabak, patlıcan, domates fideleri çiçek açtı,
Fasulye mısırlara sarılıp büyüdü,
Anam her gün kırlardan bir koca sepet değişik ot toplar,
Aklımda kalanlar katırtırnağı, çıtlık,
Gömeç, madımak, yemlik, su teresi,
Bunları temizler yıkar süzerdi,
Salata hastası ve ustası babam
Koca bir tepsiye hepsini ince ince kıyar,
Zeytinyağı tuz ve sirke dökerdi,
Yemeğin yanında çala kaşık yerdik,
Onlardan da bize geçmiş olmalı ki,
Şu an bile etin, tavuğun, balığın yanında,
Başta soğan ve yeşillik yoksa
Alın hayrını görün dönüp bakasım gelmez,
Sabah kahvaltısında bile yeriz,
Biz neysek çocuklarımızda öyle…

Çukurova/2016

Ozan Nuri Ceyhan
Kayıt Tarihi : 14.4.2016 12:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ozan Nuri Ceyhan