Bir gün sonrada arabacı gelip
Minnetlerini ifade ediyor,
Bir şey lazım olurda haberim olmazsa darılırım!
Tuz ekmeğimiz olsun
Muhakkak köye beklerim diyor,
Ya nasip deyip yolcu ediyorsun,
Çok geçmeden köyde dedi kodu alıp yürüyor,
Abidin dükkânına
Şehirli bir karı atmış,
Gece gündüz dışarı çıkmamış,
Böyle bir ahlaksızlık nasıl yapılırmış,
Bu köy kerhaneyi geçmiş,
Başlarına yakında taş yağarmış,
Gül gibi karısını boşamış,
Emmisi dayısı başını boş bırakmış,
Bunun böyle olacağı belliymiş,
Daha neler de neler,
Milletin ağzında sakız olmuşsun
Şişir şişir patlat,
Senin dünyadan haberin yok,
Sen ne derttesin millet ne dertte,
Yeğenlerinden biri gelip
Dayın Kamış Ali’nin
Seni çağırdığını söylüyor,
Hayırdı inşallah deyip gidiyorsun,
Selam vermeye fırsat kalmadan,
Yazıklar olsun senin kalıbına cibilliyetsiz,
Ne idüğü belli olmayan bir kadının
Senin evinde ne işi var ulan şerefsiz,
Bizim soyumuzda böyle bir ahlâksızlık var mı?
Nerde kaldı bizim görgümüz töremiz,
Tu Allah belanı versin,
Bir daha seni gözüm görmesin,
Abidin diye bir yeğenim yok,
Kanı bozuk herif,
Dayının karşısında tek çift laf etmezdin,
Bu haksızlığa dayanamıyorsun,
Dayı bana bir izin ver,
Beni önce bir dinle
Yanlışım varsa boynum kıldan ince
Sana kim ne anlattı bilmiyorum,
Müsaade edersen ben de bir anlatayım,
İşin aslı böyle böyle baştan sona anlatıyorsun!
Şu dediklerimde bir kelime yalan varsa,
Allah bin türlü belamı versin,
Buyur huzurunda Kuran’a el basayım,
Fadime bacımda bunun en canlı tanığı,
Çağır ona da sor,
Olmadı falan köyde ki,
Arabacıyı getirteyim yemin ettir ona da sor,
Sonra ne dersen kabulüm diyorsun,
Dayın halamı çağırtıyor,
O da olanları anlatınca,
Kamış Ali dayın boynuna sarılıyor,
Alnından öpüyor
Sana ne diyeceğini bilemiyor,
Ulan şerefsiz köylüler,
Ulan münafıklar,
Ulan dürzüler ve de kahpeler,
Allah hepinizi kahretsin emi!
Bunlar pireyi deve yapmakta mahirdir,
Allah gözünüzü kör etsin,
Ulan şu deli akıl diyor ki,
Bu namussuz köyün bir başından gir,
Öbür başından çık,
Önüne geleni yık,
Kim var kim yok sıraya diz
Yen mi yemem mi vur Allah vur,
Bu köyün kadını da erkeği de ayni bok!
İnsan Allahtan korkar yahu,
Haydi yeğenim sen git,
Ağzımı bozdum kusuruma da bakma,
Allah işini gücünü rast getirsin,
Sana tek bir söz söyleyen
Bundan sonra beni karşısında bulur,
Elini öpüp çıkıyorsun…
&
Arabacı köyündekilere
Seni o kadar methetmiş ki,
Namın orda da almış yürürmüş,
Böyle bir insan evladını Allah esirgesin,
Helâl olsun onun indiği bele emdiği süte
Gidip bizde görelim demişler,
Gelip geçen o köylüler hal hatır sorup
Senden alış veriş ediyorlar,
Israrlı davetlerine dayanamayıp bir gün gidiyorsun,
Seni kral gibi karşılıyorlar,
İzzet ikram gırıla gidiyor,
Mutlu ve bahtiyar dönüyorsun…
&
Kamış Ali dayın günlerden bir gün,
Dükkânına geliyor
Elini öpüp el pençe duruyorsun,
Yeğenim hele bir çay koyda karşılıklı içelim,
Çay demleyip ikram ediyorsun,
Dayın;
Yeğenim de bakalım,
Köyde gözüne kestirdiğin biri var mı,
Başın yerde cevap vermiyorsun,
Oğlum senin anan da baban da benim,
Selbi’yi sana sormadan istedim geçinemediniz,
Senin aklında biri varsa bilmem lazım,
Yahu şimdi utanıp sıkılmasının sırası değil,
Ben ablandan birini duydum,
Doğruysa gidip isterim,
Ali Osman Çavuşun kızı doğru mu,
Yine cevap yok,
Ben anladım oğlum
Sükût ikrardan gelir,
Sen git seçen kızıyla hazırlığa başlayın,
(Seçen kızı büyük ablası Fadime)
Ben Ali Osman Çavuşla
Şu meseleyi bir konuşayım,
Benim sözüm geçer,
Allahın izniyle gidip isterim,
Köyün ileri gelenleri toplanıp gidiyorlar,
Hatırı kırılamayacak insanları görünce
Dedem olur diyor,
Ali Osman Çavuşun tek kızı olan
Anacığımla nişanlanıyorsun,
Ancak çeşmeye gelip giderken
Uzaktan görebiliyorsun…
&
Bir akşamüstü
Harman yerinde
Dedemi iki kişi çevirmiş,
Sıkıştırıp duruyorlar,
Alacak verecek meselesinden
Yaşlı adamı çekiştiriyorlar,
Her devirde ayni gücü yeten yetene,
Bir de çevren kalabalık değilse
Yandın ki yandın,
Ağalar etmeyin
Harman sonu ödeyeceğim demesine rağmen,
Harman geçeli bir yıl oldu deyip
Dövmeye kalkıyorlar,
Hızır gibi yetişiyorsun,
Dedemin yakasına yapışanın,
Sen yakasından kavrıyorsun,
Tabancayı çekip benim kaynatama
El kaldıranın ellerini kırarım,
Deyin bakayım derdiniz nedir,
Kem küm etseler de,
Dedem oğlum bunları bana bağışla,
Vaadimiz harman sonunaydı,
Bunlara az bir borcum var
Bıldır (Geçen sene)
Mahsul az geldi ödeyemedim,
Bu yaz inşallah öderim,
Bir cahillik ettiler,
Bir yanlış anlaşılma oldu dese de,
Ulan siz köpeksiz köye mi rast geldiniz dürzüler
Geçin öpün ellerini
Dua edin şu adam sizi bağışladı,
Yoksa ikinizi de sererdim şuraya,
Ne borcu varsa kefilim,
Bir daha bu adama yaklaştığınızı değil,
Kapısının önünden geçtiğinizi duyarsam
Ya da yanlışınızı görürsem yandınız deyince
Az evvel dedeme posta koyanlar oluyor bir kuzu,
Dedemin sarılıp elini öpüyorlar,
Kayın baban gittiği yerde anlatıyor tabi,
Benim Abidin gibi bir güvam (Damadım) var,
Bundan sonra sırtım yere gelir mi?
Şimdi gelin bakalım,
Zart zort etmeye değil,
El öpmeye gelirsiniz köpoğolları,
Senin sülale kalabalık,
Dedem Ali Osman Çavuşun arkası kuvvetli değil,
Bir kardeşi İzmir’de,
Diğeri başka köyde,
Aslında uzaktan da olsa
Dedem Ali Osman Çavuşun babaannesi
Ve dahi annesi seçenlerden,
Yani bizim sülâleden,
Dedem ben her zaman söylermiş,
Ben seçenlerin yeğeniyim diye…
&
Bir ikindi vakti,
Camiden dönerken,
Aşağı yoldan geçip
Kayınbabama bir uğrayıp
Hal hatırını birde,
Toprak tepede onu sıkıştıranların,
Yine bir edepsizlik yapıp yapmadığını
Sorayım diye aklından geçiriyorsun,
Dedemin bahçesi yoldan aşağıdaydı,
Dedemin damı da çok alçak
Yukardan bakınca bahçe rahat gözüküyor,
Dedemlere ait bahçede,
Yan komşu ile bahçeyi ayıran
Yüksek taş duvarların dibinde
Uzun mısır dallarının arasında
Nişanlınla bir kadının
Baş başa vermiş konuştuklarını görünce,
İçine bir vesvese düşüyor,
Görmesinler diye eğilip,
Onlara görünmeden
Taş duvarın diğer tarafına
Sine sine gelip oturuyorsun,
Uzun süre bunları dinliyorsun,
Nişanlın çok konuşmuyor
O kadın nişanlına yani anneme,
Kız sen deli misin?
Şu çöküğün neyine vuruldun,
Dul adama varıp ne gün görecen,
Adam senden kaç yaş büyük
Köyde ki gençlere kıran mı girdi
Sen bunları duyunca,
Duvardan atlayıp
Kökünü çektiğin mısır sapıyla,
İkisine de girişiyorsun,
Daha çok da o müzevir kadına vuruyorsun,
Gürültünüze anneannem çıkıyor,
Koşup geliyor tabi,
Hayırdır oğlum diyor,
Durum böle böyle,
Kızını bir daha yalnız başına
Bir yere salarsanız bende görürsem
Bu sefer Allah yarattı demem haberiniz ola,
Dedem de o sırada eve geliyor,
Ne kadar saklasalar da olayı öğreniyor,
Hiç günahı olmayan anneanneme çıkışıyor
Bak kadın,
O gelin bir daha bu eve girerse,
Bu kızı da evin dışında bir yerde görürsem,
Sana da kızına bu dünyayı dar ederim,
Benim bu köyde
Şapkamı önüme eğdirmeyin,
Sana dönüp,
Oğlum amma etmişsin
Çok eyi olmuş,
Eline koluna sağlık
Benden sana izin,
Götür ırmağa at bu ...sbuyu,
Canı da kanı da sana helâl diyor…
Çukurova/2016
Kayıt Tarihi : 14.4.2016 12:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!