Ereğli’ye geldiğimde babam rahatsızdı,
Bir hayli de zayıflamış gördüm,
İklimi olarak oldukça soğuktu buraların
Ne yapabilirim diye düşündüm,
Birkaç gün sonra Adana’ya gittim
6 ncı İşletme Hareket Müdürüne çıkarak,
Babamın durumunu anlattım,
Mümkünse İslâhiye’ye nakledilmesini rica ettim,
Eksik olmasın çok ilgilendi,
Yatakhanenin münhal olduğunu biliyordum
Personel şefini çağırarak naklinin hemen yapılmasını söyledi
Teşekkür edip ayrıldım 15 gün sonra nakil emri geldi,
Hemen İslahiye’ye gidip kiralık ev ayarlayıp döndüm,
Eşyaları vagona yükledik, bizde trenle geldik,
Polis olmak için başvurdum
Gaziantep Devler Hastanesinden tam teşekküllü heyet raporu alıp
Dosyaları hazırladığım sırada Belediye hoparlöründen
İslâhiye Adliyesine Zabıt Kâtibi alınacağı ilanı duyunca
İstenilen belgeleri hazırlayıp taahhütlü gönderdim,
Osmaniye Ağır Ceza Komisyonunda yapılan imtihanı
Birincilikle kazanıp İslâhiye Sulh Ceza Mahkemesinde
Mahkeme zabıt kâtibi olarak göreve başladım,
Babamın rahatsızlığı sebebiyle yanında olmayı tercih ettiğimden,
Polis memuru olmaktan vazgeçtim,
Adliye de 5 seneye yakın çalıştım, bu arada
Görücü usulü öksüz ve yetim büyümüş
Bir kızcağızla evlendim 2 kızımız oldu,
1972 yılında TCDD. Adana 6 İşletme Başmüd.lüğü
Hukuk Müşavirliğine naklen atandım,
Almanya’da ki dayımın rızasını alarak,
Baraj yolunda bulunan arsasına gece gündüz çalışarak
Eşimin amcaoğlunun da yardımı ile
İki oda bir hol gece kondu inşa ettik, komşulardan elektrik çektik,
Bu sebeple kiradan kurtulmuş oldum,
Babam da emekli olup, Osmaniye’ye yerleşti,
Camiye yakın bir yerde ev almıştı, Bazen müezzinlik yapıyordu,
En az iki ayda bir ziyaretine gidiyordum,
Zaman zaman da o Adana’ya geliyordu,
1974 yılı Haziran’ıydı rahatsızlandığını duyunca
Hemen atlayıp gittim, içim rahat etmedi,
Alıp Adana’ya getirdim, ertesi gün hastaneye götürdüm,
İlaçlarını aldım birkaç gün bayağı düzelmişti,
Bu sıralar Kıbrıs barış harekâtı yapılıyordu,
Bazı akşamlar karartma sebebiyle ışıkları kapatıyorduk,
Babam gündüzleri bahçedeki menekşe ağasının altına
Koyduğumuz kerevet de istirahat ediyordu…
&
Bir Pazar günü dayım ve yengemler ziyarete gelmişler,
Hal hatır sordular, babam namaz kılamadığı için üzgün
Dayım- Enişte sağlığına kavuşunca kılarsın inşallah
Babam ya nasip diye cevap verdi,
Çağırıyor artık çağıyor diye mırıldanmıştı,
Yengem- Kim kimi çağırıyor enişte demişti,
Elif Elif dedi birkaç kez, (annemi kastetmişti) gülüştük
Hiç unutmam yarenlik yapıyor diye düşünmüştüm,
Eve katkım olsun diye geceleri ayrıca Eski istasyondaki
Bir yazlık sinema da çalışıyordum.
Bir hayli de uzaktı baraj yolundaki
Eve bisikletle gidip geliyordum,
O akşam yine sinemaya gittim,
Dönüşüm gece saat 12 yi buluyordu
Hava da sıcak mı sıcak, kan ter içinde geliyorum,
O zamanlar Çukurova’nın sivrisineği meşhur
Herkes cibinlikle yatmak zorundaydı,
Eve geldiğimde babam yatmış ama uyumamıştı,
Nasılsın babam dedim,
-Sağ ol oğlum bu gün daha iyiyim dedi. Ankara gazozu alıyordum
Baktım içmiş boş şişeyi kaldırdım.
15 yaşındaki kardeşimde karşısında ki divanda yatıyordu,
Yan odaya geçip yattım, yorgunlukta var hemen uyumuşum,
Sabaha yakın eşim uyandırdı,
-Çabuk kalk baban yerde yatıyor dedi,
Eyvah deyip fırladım, babam yerde başı iki elinin üzerinde
Kıvrılmış vaziyette yatıyor, kucaklayıp yatağına yatırdım,
Tabi o anda figan koptu…
(Eşim öldüğünü tahmin edememiş, zira babam sıcak geceler de bazen yastığını alır
kuru betona yatardı, sabah gördüğümüze gülerdik, gülmeyin rahat ediyorum derdi)
&
Vasiyeti vardı, beni hep köyüme götürün
Anamın babamın yanına gömün derdi,
Vasiyeti boynumuzun borcu
Kardeşlerimin her biri bir yerde
Ha deyince gelinmiyor,
Mevsim yaz hava korkunç sıcak,
O zaman şimdi ki gibi morg falan da yok
Definden sonra usulüyle yazmaya karar verdim,
Amcama yıldırım tel çektim
Bir cenazenin başka yere nakli öyle kolay olmuyor,
Bir sürü prosedürü var,
Tabut temin edildi, hükümet tabibi gelip muayene etti,
Haziran ayının sonu Adana kaynıyor
Sağlık görevlisi bir kova ilaçlı su hazırlayıp
Derisinin altına zerk ettiler kokmasın diye,
Adamcağız zaten 50 kilo,
Ayrıca tabut bağlanıp mühürlendi,
Kiraladığım taksinin üst bagajına koyarak
Ben, dayım ve babamın can dostu makinist Ahmet Amcayla
Ayni gün ikindi üzeri köye geldik,
Küçük amcam sağ olsun her şeyi hazırlamış,
Hac’dan kendisi için aldığı kefen babama nasip oldu,
Yıllarca önce trafik kazasında ölen büyük amcamın
Mezarına gözyaşları içinde defnedildi, nurlar içinde yatsın…
&
Adana’da bir kızım bir oğlum daha oldu,
Büyük kızıma canım anamın adını koymuştum, en küçük kızıma
Rahmetli kayınvalidemin adını, oğluma da babamın adını koydum…
Babamızın son eşi de birkaç sene sonra vefat etti,
6 erkek 3 kız evladının hepsi evlendi, Her biri bir yerde çoğumuz emekliyiz,
İki büyük kızım bile emekli oldular,
Babamın ben dahil 2 oğlu ve 2 kızı Hacca gittik, diğerlerini de nasip olur inşallah.
13 kız 12 erkek 25 torunundan 21 si evlendi, 14 kız, 14 erkek olmak üzere
28 zi de bizim torunlar Rabbim hayırlı uzun ömürler versin hepsine.
9 kardeşten 7 nci olan erkeklerin beşincisi kardeşimizi
2014 yılında Almanya’da kaybettik. Sonsuz rahmetler diliyorum.
Nüfusa göre 58, doğumuna göre 60 yaşında bu dünya ya veda eden
Cennetmekân babam Abidin Ceyhan’ın gerçek hayat hikâyesi böyleydi. Bundan çıkarılacak asıl
Ders anamın ısrarla yaptığı gibi eksik dileğin yani şartlı dileğin yanlış olduğunun bilinmesi, Allah’ımızdan ne istersek her şeyin hayırlısını dileyelim, başımızda annemizde olsaydı kim bilir
Kardeşlerimizden ayrı büyümez, belki de daha iyi yerlerde olurduk, bu bir isyan değildir.
Bu kadar çaresizliğimize ve zor hayat şartlarına rağmen her hangi bir kötü yola düşmeden hepimizi Mevki sahibi, aile sahibi yapan Yüce Rabbime sonsuz şükürler ediyorum.
Abartısız yazdığımı sanıyorum, hata veya bir noksanlık varsa başta
Sevgili kardeşlerimden olmak üzere herkesten özür diliyorum.
Çukurova/2016
Ozan Nuri CeyhanKayıt Tarihi : 14.4.2016 12:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!