Babamın hikâyesi...1 Şiiri - Ozan Nuri C ...

Ozan Nuri Ceyhan
2060

ŞİİR


38

TAKİPÇİ

Babamın hikâyesi...1

(Duyduğum, şahit olduğum,
Yaşadığım öykülerden bir demet)

==Cennetmekân babam
Abidin Ceyhan’ın,
1914-1974- yılları arasında,
Çilelerle geçen
Atmış yıllık ömrünün,
Aslında bir kaç romana sığacak
Gerçek bir hayat hikâyesinin
Özetinin özeti,
Kısaca anlatmaya çalıştım,
Bu satırlarda
Tek bir hilâfı hakikat cümle,
Her hangi bir
Fantezi kurgu bulunmamaktadır.
İbretle okuyacağınızı
Ve dersler çıkaracağınızı ümit ediyorum==

Atmış senelik ömründe
Çok çile çektin,
Beşkardeşin en küçüğü olduğundan
Evin de kıymetlisiydin,
Okulunu pek iyiyle bitirdin,
Yeni ve eski Türkçe okuyup yazıyordun,
Kuran okumayı babandan
Ali Veli dedemden öğrendin,

(Kör Ali Veli derlerdi,
Bu lakap niçin konuldu
Neye istinaden takıldı
İşte bunu bilmiyorum,
Her şeyi soran ben,
Niçin sormamışım
Nasıl es geçmişim
Bu kusur benim olsun)

Çalışkan ve hırslı olduğun
Muallimin gözünden kaçmadı,
Hatta gelip dedeme
Rica etmesine rağmen
Gözümün çırasını
Yanımdan ayıramam diyerek
Başka okula gitmene izin verilmedi,
Mecbur boynunu büktün,
Ömründe ki en büyük pişmanlığındı,
Büyük amcamın kız kaçırması sebebiyle
Bir gece baskına gelenlere
Karşı koyan babaannemi
Çekil kadın derken
İtiş kakış sırasında
Kazara vurdular,
Dedemin de sabah namazından sonra
Kuranı Kerim okurken
Oturduğu halde ölmesiyle,
Küçük yaşta öksüz,
Ardından yetim kaldın,
Büyük ağabeyine sığındın,
Bir lokma ekmeği başına kalktılar,
El kapılarında süründün,
Çok da yaramazdın,
Kavaktan düşünce burnunu kırdın,
O zaman doktor falan hak getire,
Burnun orta yeri hafif çukur kaldı,
Çökük Abidin diye lakaplı oldun,
Biraz büyüyünce Adana’ya geldin,
Amele pazarında iş ararken,
Bir kâhyanın yardımıyla
Bir çiftlikte iş buldun,
Burada birkaç yıl çalıştın,
Yatacak yerin yiyecek aşın oldu,
Çiftlik sahibi seni çok sevdi,
Evlatları gibi baktılar
Hatta oğlumuz ol dediler,
Sıtmaya yakalandın,
Günlerce yattın,
Tek ilacı kinindi esirgemediler,
Zayıf olduğun için her gün
Ballı süte yumurtanın
Sarısını katıp yedirdiler,
Tosun gibi oldun,
İyi bir bakımla sağlığına kavuştun,
Uzun zamandır gitmediğin köyün
Gözünde tütmeye başladı,
Ağa göndermek istemese de
Israrına dayanamadı,
Ören kalasıca köyde ne varsa,
Anan yok baban yok,
Ne kadar alacağın varsa fazlasıyla ödediler,
Hatta ne zaman istersen çık gel dediler,
Anne dediğin kadıncağız arkandan ağladı,
Köye gelip babadan kalma dükkânı açtın,
Yan odada da yatıp kalktın,
En büyük kinin babaannemi vuranlara idi,
Gece karanlığında kimin vurduğu belli değildi,
Her kafadan bir ses çıktı,
Gâvur Ali dediler,
Biraz yatıp çıktı peşine düştün,
Bir yerlerde kıstırdın
Kurana el basınca bıraktın,
Her kimden şüphelendiysen gerçeğe ulaşamadın,
Çok araştırmana rağmen
Vuran kendi günahıyla gitti,
Kamış Ali dayın seni çok severdi,
Dayının ön ayak olmasıyla
Uzaktan akraba olan
Selbi adında bir kızla evlendin,
Köy yerinde çekememezlik
Ve dedi kodu çok olurdu,
Bir gün hastalandın,
Kızcağız çeşmeden su getirdi,
Ne derece doğru bilinmez,
Yakınlarından birinin,
Suyu oluktan değil de
Havt denilen
Hayvanların su içtiği
Havuz gibi yerden doldurduğunu iddia edince
Aslını araştırmadan bir çırpıda boşadın,
Vebali onun boynuna
Bu kadıncağız iftiraya uğradığını
Hep söylemiş durmuş,
Doğrusunu Rabbim bilir,
Yıllar sonra bile
Bizi gördüğünde sarılıp ağlardı…
&
Bir başına yaşadın,
Dükkâna bitişik odada
Yatıp kalktın,
İş başa düştüğünden,
Yemeklerini kendin pişirdin,
Yalnızlık ve bekârlığın
Tek kazancı bu,
Her şeyi öğreniyorsun,
Çamaşırlarını büyük halam yıkardı,
O devirde kışlar bayağı çetin
Karlı fırtınalı bir gece yarısı
Kapın şiddetle çalındı,
Hayırdır deyip kapıyı açtığında,
Perişan bir adam
Dövünüp duruyor karşında,
Dikkatli bakınca tanıdın,
Öyleden sonra
Dükkânın önünden geçerken görmüştün,
Tenteneli arabayı süren kişiydi,
Hatta arkasından,
Hava döndü,
Tipi bastırırsa yolda kalabilir,
Bu adam yanlış yapıyor,
Keşke çevirseydim
Diye söylenmiştin,
İki gözü iki çeşme,
Ben öldüm bittim arkadaş,
Ben şimdi soranlara ne derim,
Çoluk çocuğum mahvoldu,
Bana kimse inanmaz deyip
Hüngür hüngür ağlıyor,
Şaşırdın yahu dur bir anlat,
Ağlamaktan zor konuşan adamcağız
Başladı anlatmaya,
Ben falan köydenim,
Köyümüzden Avanos’a gelin gitmiş,
Oradan da yıllar evvel
Ankara’ya göçmüş,
Orada uzun zaman aleşmiş,
Sonra kocası ölünce
Gelip burdaki mallarını
Satıp savmış,
Bizim köydeki yakınlarını ziyaret
Ettikten sonra
Bu kadıncağızı
Bu sene de kış erken geldi,
Otobüs de güvenemediğinden
Ankara’ya trenle gitmek istemiş,
Para mara da istemedim,
Benden habersiz,
Benim avradın eline sıkıştırmış
Mecbur kaldım,
Himmetdede istasyonuna varıp,
Akşam trenine yetiştirip
Sabahta dönecektim,
Yolu yarıladık,
Köyün çıkışında hava
Az biraz eyiydi,
Aniden tipiye tutulduk,
Nasıl savuruyo
Göz gözü görmez oldu,
Ne kadar gettik bilmiyorum
Araba kara saplandı,
Kaldığımız yer çukurdu
Çok uğraştım yokuşu çıkamadık,
Ben böyle fırtına görmedim,
Atların koşumunu söküp serbest bıraktım,
Atlar karanlıkta kendi kendine yolu buldu geldik,
Ne yapacağımı bilemedim,
Arabanın üstü çadırlı önü arkası kapalı
Kar girmez içerde çul var kilim var
Kadın ona sarılmıştır,
Geç kalırsak donabilir
Ben bunu köylüye nasıl anlatırım,
Kadını öldürdün,
Parasını sakladın derler,
Allah rızası için bir çare diyor
Başlıyor tekrar dövünmeye,
O arada tipi hızını kesmiş durumda,
Şimdi sen atları al götür,
Sağda kayanın önünde han var,
Gidip orda bekle,
Bir çaresine bakacağım diyerek,
Tabancanı beline takıp
İyice sarındıktan sonra
Ya Allah Ya Bismillah deyip,
Yayan yapıldak yola koyuldun,
Köyünün yollarını çok iyi bildiğinden
Yürüme mesafene göre
Hangi mevkie geldiğini tahmini
Hesap etmeye çalışıyorsun,
Karanlık olsa da büyük gediği aşınca
Himmetdede istikametine döndün,
Yol falan gördüğün yok,
Her yer kar
Her şey varsayım,
Neresi iniş neresi yokuş bildiğinden
Yürümeye devam ettin,
Asıl yokuş daha ilerdeydi
İnşallah doğru gidiyorum derken,
Arabanın karartısnı görüyorsun,
Arabanın ön tarafına geçip
Karları kürüdüğün sırada
Bir ses kimdir o diyor içerden,
Korkma bacım seni kurtarmaya geldim,
Sen kimsin diye sorunca,
Aşağıdaki geçtiğiniz köydenim,
Arabacı köye geldi şimdi handa
Seni kurtarmaya geldim
Köye götüreceğim,
Yardım et seni oradan çıkarayım,
Tereddüt etse de başka çaresi de yok,
Mecburen elini uzatıyor,
Aşağıya indirip, yürüyebilir misin?
Bacıma koluma gir yavaş yavaş gidelim,
Ayağımda yün çorap ve mest var
Arkandan yürürüm diyor,
Bir adım atmadan kayıyor,
Hemen kolundan tutup kaldırıyorsun,
Çantam kaldı deyince,
El yordamı ile çantayı bulup veriyorsun,
Tipi daha çok çukurları doldurduğundan,
Mümkün mertebe sırt tabir edilen
Yerlerden yürümeye çalışıyorsunuz,
Büyük gediği aştığınızda
Köyden köpek havlamaları geliyor
Ha gayret bacım az kaldı diyorsun,
Kar şiddetini gittikçe azaltıyor
Tan yeri ağarmak üzereyken köye giriyorsunuz,
O sırada köy camisinden
Sabah ezanı okunmaya başlıyor,
Üstünüzü çırptıktan sonra eve girip
Sobaya birkaç parça tezek atıp
Çaydanlığı da üstüne koyduktan sonra,
Bacım sen istirahat et,
Ben çeşmeden abdest alacağım,
Hana da uğrayıp
Arabacıya bir bakayım deyip çıkıyorsun,
Arabacı bir köşeye büzülmüş
Başı ellerinin arasında,
Kalk hemşerim köylü mezar kazıyor,
Şu kadına seninde bir kürek nasibin olsun deyince,
Bunu duyan arabacı kendini yere atıyor,
İşte şimdi ben öldüm
Kendimi götürüp
Irmağa atmam lazım,
Kimse bana inanmaz,
Ben bittim gardaşım diye çırpınıyor,
Arabacı perişan,
Dur be kardeşim latife yaptım,
Misafirini getirdim biraz tedirgin
Seni görürse rahatlar,
Gün ağarınca
Gidip arabayı getirelim deyince,
Arabacı ellerine sarılıp,
Bu sefer sevinçten ağlamaya başlıyor,
Kul daralmayınca Hızır yetişmezmiş,
Ben senin hakkını nasıl öderim gardaşım
Allah bin kere razı olsun,
Sağ salim köye dönersem,
Şart olsun kurban keseceğim,
Birlikte handan çıkıp evine geliyorsunuz,
Çayı demleyip,
Bardağın ve şekerin yeri gösterdikten sonra
Sabah namazını kılmaya gidiyorsun,
Namazın bitip döndüğünde
Arabacı atları almaya gidiyor,
Yahu bacım şu peçeni bir kaldır
İn misin cin misin deyince
Kadın peçesini açıyor,
Yaşına göre
Daha genç gösterdiğini düşünüyorsun,
Hatta ömrümde
Böyle güzel bir kadın görmedim derdin,
Dünya ahret anam bacımsın,
Sen burada istirahat et,
Hava da düzelmeye başladı,
İnşallah daha da diner,
Biz biraz sonra
Arabayı getirmeye gideceğiz,
Şur da tereyağ, şur da yumurta,
Şur da sucuk var,
Şu bezde de sarılı yufka var,
İstediğin gibi pişir kahvaltını yap,
Tanrı misafirimsin sakın çekinme bacım,
Yolun altında ki evde ablam var
Gidip ona haber vereceğim yalnız kalmazsın,
Kadın şaşkın yaşadıklarına inanamıyor,
Allah razı olsun,
Seni anana babana bağışlasın kardeşim
Canım sağ oldukça
Bu iyiliğini asla unutmayacağım diyor,
Allah senden de razı olsun bacım,
Ben ne yaptım ki,
Anam babam sizlere ömür deyince,
Karın çoluk çocuğun yok mu diye soruyor,
Şimdilik yok diyorsun,
O sırada kapı önüne
Arabacı atları getiriyor,
Sen yolun altına çek
Ben bacıma haber verip geleyim,
Kapıyı açan halam,
Hayrola gardaşım sabah sabah
Kahvaltı etmediysen buyur
Birlikte yapalım diyor,
Bacım sonra anlatırım şimdi işim var,
Benim dükkânda bir kadın misafir var
Sen git onu yalnız bırakma
Arabaları kara saplanmış
Arabacı ile getirmeye gidiyoruz,
Halam tamam gardaşım giderim diyor,
Arabacının getirdiği atlara binip,
Zor uğraşlardan sonra
Arabayı köye getiriyorsunuz,
Halam misafiri alıp evine götürüyor,
Arabacı handa kalıyor,
Ertesi gün hava biraz daha sakinliyor
Halamlarda konuşurken,
Adını bile sormadığın kadın,
Kardeşim sen beni ölümden kurtardın
Senin bu yaptığını kim yapabilir,
Allah bin kere razı olsun,
Rabbim ne muradın varsa versin,
Ne yapsam hakkını ödeyemem,
Ben bunun altında kalamam,
Benim Ankara’da evlerim var,
Kabul edersen sana bir ev vereyim,
Dilediğin yerde dükkân açayım
Mahallemizde güzel kızlar da var,
Hangisini beğenirsen
Elimle evlendireyim,
Bundan sonra dünya ahret kardeşim oldun,
Allah razı olsun bacım,
Sağ ol var ol,
Benim burada ağalarım var,
Ben böyle gelirsem aslını bilmezler,
Ne olduğu belirsiz bir kadının
Peşine düşüp gitti derler
Burası köy yeri
Bildiğin gibi değil,
Dedi kodu alır başını gider,
Ben bir daha büyüklerimin yüzüne bakamam
Nolur bağışla,
Ankara’ya yolum düşerse
Gelir bir çayını içerim,
Çantasını açıp para vermemeye yeltenince,
Ben bunu duymamış olayım
Bunu asla kabul etmem
Benim insaniyetim neye yaradı o zaman,
Sen bana Allah razı olsun dedin ya,
Yüce Rabbim razı olursa her şey tamam,
Öğleye doğru hava günlük güneşlik oluyor,
Onları yalnız göndermeye için el vermiyor,
Halamın atlarından birini alıyorsun,
Arabacıya;
Ben atla önden gideceğim,
Sen beni takip edeceksin,
Hayırlısı ile
Musluk gediğini aşınca,
İstasyon görünür,
Burdan sonra yol düzdür,
Doğru gidersiniz deyip
Yola çıkıyorsunuz,
Sırtları takip ederek,
Musluk gediğini aşınca,
Bakın uzaktan istasyon gözüküyor,
Ben buradan dönüyorum,
Haydi Allah yolunuzu açık etsin,
Yarın döndüğünde dükkâna uğra
Haberim olsun,
Deyip vedalaşıyorsun…

Çukurova/2016

Ozan Nuri Ceyhan
Kayıt Tarihi : 14.4.2016 12:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ozan Nuri Ceyhan