Bizi hatırlayan son kişi de öldüğünde, bir yıldız daha sönüyor gökyüzünde.
Belki de insan, gerçekten öldüğü anda değil; adının yankısı son kez birinin dilinde tükendiğinde yok olur. Babam öldü. O günden beri gökyüzüne baktığımda, yıldızların birer birer azaldığını sanıyorum. Çünkü her biri, onun bana öğrettiği bir söz, bir sessizlik, bir bakış kadar parlaktı.
Babam ölünce anladım; Güneş bile bir sabah biraz eksik doğabiliyor insanın iç dünyasına.
Dünyanın dönmesi, takvimlerin ilerlemesi, akşamın kararması… Hepsi aynı, ama hiçbiri eskisi gibi değil.
Zaman, sanki dev bir gezegen gibi dönerken, ben onun yörüngesinden çıkmış bir küçük taş gibiyim. Artık hiçbir yere ait değilim.
Babamın yüzü, hâlâ rüyalarımda Ay gibi doğuyor karanlığın içinden.
Her sabah, bir yıldız kayıyor içimde.
Biliyorum, o yıldızın adı “hatıra”.
Ve her kayışında bir şey eksiliyor benden.
Bizi hatırlayan son kişi öldüğünde, kim bilir hangi galakside sönük bir ışık daha kaybolacak.
Ama ben inanıyorum; insanı yaşatan hatıralar da birer gök cismidir — sönmez, sadece uzaklaşır.
Babam artık yok; fakat onunla birlikte büyüyen çocuk hâlim, hâlâ bir köşede, göğe bakmayı sürdürüyor.
Çünkü babalar ölmez; sadece evlatlarının kalbinde yavaşça galaksiye karışır.
Kayıt Tarihi : 3.11.2025 10:03:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!