Babacığım; ne kadar uzun yıllar geçti sana dokunmayalı, öpmeyeli... Rüyalarıma girdiğin ve seni hissettiğim zamanlar haricinde de aklımdan hiç çıkmayanımsın sen... Aramızdan ayrıldıktan sonra her şey o kadar değişti ki, aslında hep benimle olduğunu, her şeyimi bildiğini ve gördüğünü biliyorum ama yine de bir anlatayım dedim:
Sen gittiğinde torunun Kemal dört yaşındaydı, şimdi otuz dört... Benim ise büyümeye hiç niyetim yok, hâlâ senin küçük yaramaz kızınım.. İçindeki güzel çocuğu sarıp saklayan, hiç öldürmeyen, hep yaşatan kızınım.. ;))
Yaşanmışlıklarımın bir bölümünü hayatımdan çıkardım, yaşadım bitti, özgür ruhumla başbaşayım epey bir zamandır... Hayat kendi bildiği gibi geçip giderken, bende kendi bildiğimce yaşıyorum ve kendi doğrularımla yoğruluyorum anlayacağın.
Şimdi olsaydın keşke diyemiyorum, çünkü bendesin, gitmedin. Hem yaşasaydın doksan altı yaşında olacaktın, istemezdin o kadar yaşlanmış olmayı, sevmezdin. Biliyor musun bende istemiyorum o kadar yaşlanmayı; insan elden ayaktan düşmeden, kimseye yük olmadan gitmeli, bulmalı yerini diyorum.
İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.
Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta