Canım babacığım,
Sensiz geçireceğim bir babalar günü daha. Bütün çocuklar ellerinde hediyeleriyle babalarına koşup bu özel günlerini kutlarken ben yine boynu bükük onlara bakacağım. Annemin benim için sakladığı birkaç parça eşyanı koklayıp onları öperek avunmaya çalışacağım.
Biliyor musun babacığım ben üç günü hiç sevmiyorum. İlki 21 Nisan yani doğum günün. Ama artık senin bir doğum günün yok değil mi babacığım sen hep 48 yaşındasın. İkincisi 19 Mayıs yani öldüğün gün. Bu sene törendeydim o gün ama yüreğim acıyordu. Üçüncüsü ise bugün yani babalar günü. Öpecek, hediye alacak babam yoksa ve başka çocuklara gıpta ile bakıyorsam nasıl severim ben bu günü.
Annem senin için o artık bir melek ve sen onu yürekten her düşündüğünde bil ki o da seni düşünüyor ve görüyor diyor. Karnemi, takdir belgemi ve üstün başarı belgemi alırken tam o anda seni düşündüm babacığım. O anda beni görüp gurur duydun mu? Çünkü ben seni yanı başımda hissettim, hatta elin saçımı bile okşadı bir an için.
ister hapisaneme, ister hastaneme gel,
gözlerin gözlerin gözlerin hep güneşte,
şu Mayıs ayı sonlarında öyledir işte
Antalya tarafında ekinler seher vakti.