Bilmezsiniz bir savaş çocuğudur babam!
Ve hem doğduğu, hem de öldüğü gün Bayram!
Adı Bayram! Fazla yaşadı bir asırdan!
Çocukluk anıları savaş yıllarından!
Bir Osmanlı ama anlatmadı gururlan...
Bilmezsiniz seferberlik çocuğu babam!
Üç ayda karadan yürümüştü tastamam…
Karadeniz’i işgal edince şu Ruslar
Yoktu otomobil tren, bilumum taşıtlar...
Önce Düzce sonra Akyazı’ya vardılar...
Bilmezsiniz bir savaş çocuğudur babam!
Yoktu üstte başta, yaşamadı bir bayram!
Bilirdi çocukluğu savaş yıllarında!
Unutmuş babayı, değildir pek farkında!
Baba Rus’a esir düşmüş, Sarıkamış’da!
Bilmezsiniz bir savaş çocuğudur babam!
İki büyük savaş görmüştür, hem de Cihan!
İlkinde çocuk, ikincide asker Bayram!
Bahsetmez ikinci de açlık çektiğinden!
Duyardım “Asker aç bırakılmadı” derken.
Evet asker doyuruldu, budur doğrusu!
“Alman sınırda, her taraf barut kokusu”…
Hazırlık o biçim, gece gündüz tatbikat!
Elbette acıkıyor asker, enerji şart...
Ve halk verdi, asker doydu, budur hakikat!
Bilmezsiniz bir savaş çocuğudur babam!
Gördü iki cihan savaşı, kesmez ahkâm.
Zor savaş şartlarında yaşadı tastamam.
Derdi: “Birinci de hem işgal, hem de açlık...”
“İkinci de zor ama yetim bırakmadık.”
Aksi söylenemez, bu söz İsmet Paşa’dan!
Zorlukla kurtarılmıştı bu yoksul vatan.
Devir almamıştık Devlet-i Osmanlı’dan;
Sanayi, sağlık, eğitim, alt yapı geri.
Kaçındık savaştan, emekleme günleri…
Ey cahiller! Kaçınmanın yolu savaştan
Sadece geçmez şu politik oyunlardan...
Gerekirse diyecek kaçmayız savaştan!
Bir yandan o gücü dünyaya gösterecek
Bir yandan da halk orduya destek verecek!
Savaşsın savaşmasın her devlet dünyada
Politik yollarla savaş dışı kalsa da
Yaşadı maddi manevi, tüm yıkımları.
Genç Cumhuriyet de yaşadı sorunları.
Ordu tetikteydi, olursa bir saldırı…
Olası bir işgal girişimine karşı
Silah ve yiyecek deposu yapılmıştı
Yer altı, yer üstü yapılar; hatta cami...
Bir gün olsun iftira hiç akla gelmez mi?
Hazırdı planlar nizami, gayrinizami!
Kırklı yıllarda bakın ülke nüfusuna;
Henüz ulaşmıştık biz on sekiz milyona.
Üretken genç kırk yaş altı, hepsi askerde!
Yaşlılar, çocuklar, kadınlar üretimde
Ve düşüş yaşandı tarımda sanayide...
Vatanseverler eleştirmedi! Ya onlar?
Süpürge tohumlarını çok konuştular!
Varlık vergisini dillere doladılar…
Nedense pek görmedik konuştuklarını
Çatalca önlerinde şu Çakmak Hattı’nı...
Babam savaşların çocuğu, hem de genci!
Şu Kıbrıs Çıkarması’nda altmışı geçti.
Bilirdi savaşın mali sonuçlarını...
Şimdi yaşasaydı bir güzel yorumlardı
Kendi bakışıyla Ukrayna Savaşı’nı...
Bir bölgesel savaş şu Ukrayna işgali!
Üstelik dışındayız, değil cihan harbi!
Ama ekonomi nasıl da etkilendi?
Bir düşünelim iki savaşan ülkeden
Yağ, tahıl taşıyan gemileri beklerken...
Kırklı yıllarda üreten nüfus askerde!
Ve ülke fakir, emekleme döneminde...
Bugün milyonlarca genç oturuyor evde...
Bir de savaşıyor Rusya Ukrayna ile
Ne oldu da muhtaç kaldık, söyleyin hele?
Odessa sahilden beklerken gemileri
Bir kez olsun gözden geçirin ezberleri!
Artık unutulsun şu ekmek karneleri!
Artık unutulsun süpürge tohumları!
Bir de gaz yağı, mazot, benzin kuyrukları...!
Bilmezsiniz bir savaş çocuğudur babam!
Konuşurken asla çekinmezdi vesselam!
Derdi: “Bir savaş çıksa oyum İnönü’ye...”
“Barışta ekmek için verdim Demirel’e…”
Konu paşalarsa laf ettirmezdi öyle.
Onlar ondan bundan dinlediler hikaye!
Ben Bulamoğlu konuştum canlı tarihle!
Babam oy verdi Menderes’e, Demirel’e
Ama hiç haz duymazdı yalandan dolandan
Ve paşalara atılan iftiralardan...
Pendik/30.03.2022
Mustafa BulanKayıt Tarihi : 30.3.2022 20:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!