Hiç unutmam...
Papatyaların yeni tazelendiği,
Bademlerin pembe pembe açtığı bir Nisan ayıydı.
Çocuktum,
Düşmenin bile beni gülümsettiği.
Yanımda ki babamdı,
Ellerinde ki kitabın adı bile mevsime uygundu
''Dallar, meyvaya durdu''
Elden düşme bir bisikletti pedalına ayaklarımı koyduğum,
Yalpalaya yalpalaya gidemeyen ben, çocuktum!
Düşüyordum, dar geliyordu kaldırımlar
Babam tutmuştu, yarı kırık seleden,
İtiyordu arkamdan, hayata itiyordu.
Düşsende önemli değil diyordu, bıyık altı dudakları
Düşe düşe öğreneceksin hayatı.
Çocuktum...
Kırlangıçların nefesi vardı ceviz ağacının dallarında
Altında yedi kiremit oynadığım arkadaşlar.
Lastik kokan topumuz vardı, attıkça dallara değen
Tuttukça deli divane sevinen çocuklar.
Kedimiz vardı, nerden geldiğini bilmediğim,
Adını By Dropsi koymuştuk,
Bu ismi de nerden bulmuştuk!
Her halde o günlerde izlenilen dizilerden.
Çocuktum...
Bir güneşe değiyordu gözlerim, bir babama,
Geniş omuzları, uzunca boyu vardı babamın
Güç alıyordum, elimde ki uzunca bir daldan
Bir de babamdan.
Sonra! ...
Vakti geniş, vakti uzun sandığım Nisan kışa döndü,
Babamın omuzları çöktü, benim boyum büyüdü.
Babamın saçlarına ne olmuştu? , bana da aklar dolmuştu.
Büyüktüm! ...
Kırmızı bir bisikletin selesinden tutmaktaydı ellerim,
Oğlumun pedallarda ki ayaklarındaydı gözlerim.
Güliz Kaya KırkpunarKayıt Tarihi : 25.7.2010 22:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!