O yıllar kooperatif kuruluşlarının dört bir yanı sardığı yıllardı.
Herkes bir kooperatife paçasını kaptırmış, çıksa çıkamaz, Kalsa kalamaz ev sahibi olabilmek için bekler dururlardı.
Ha bu sene ha bu ay derken yıllar yılları kovalar inşaatlar bitmek nedir bilmezdi.
Benim ailem de bu kooperatiflerden birisine kapılmıştı. Biz de bekler dururduk 3 oda bir salon olacak olan evimizi.
On beş yıl süren beklemenin ardından kura çekimleri yapılıyordu.
Heyecan dorukta. Kaçıncı kattan bir eve sahip olacağımızın merakıyla nefeslerimizi tutmuş kura sonuçlarına bakıyorken 5. kattan bir daire çekmenin mutluluğunu yaşıyordu babam Mehmet Polat. Derken karşı komşumuz belirleniyor, kuracının dudaklarından Ali Demirhan ismi dökülüyordu..
O An Salonda soğuk bir rüzgar..
Alevi Ali bey ile Sünni Mehmet bey karşı karşıya iki komşu..
Aslında ne Ali bey amcanın ne de Babamın akıllarında bile yoktu mezhepleri.
Onlar 15 yıllık beklenti sonunda evlerine kavuşmuş, kiracı olmaktan kurtulmuş iki köy enstitülü eski dost olarak birbirlerine sarılmışlardı bile....
Biz ve karşı komşumuz aynı hafta taşındık evimize.
En üst kat olduğumuz için karşılıklı kapılarımızı gün boyu açık tuttuk hep.
Yıllar yılları kovaladı.
İki aile tek bir aile gibi yaşamını sürdürdü.
Oruç tutmayan oruç tutana iftar sofrası hazırladı.
Semah dönene alkış tuttu ötekinin elleri.
Biz üç kardeş onlar beş kardeş toplam sekiz kardeş olduk.
Evlenmeleri eğlenmeleri
Tutuklanmaları
Sorgu odaları
Hastalıklar
Ameliyatlar
Beraber yaşadık..
Ali beyin yetemediğine Mehmet bey yetti
Mehmet beyin eksiğin ali bey örttü..
Sekiz çocuk büyüdü.
Bir gün Mehmet bey veda etti herkese..
Bunu nasıl yazarım nasıl anlatırım bilmiyorum. Babası gidenler bilir. Diğerleri de anlatarak öğrenemez. O nedenle bu bölümü kendime bırakarak Ali bey amcanın babamın ölümünden sonra evine giremez olduğunu yazmaya geçiyorum.
Evet Ali bey amca evine giremiyordu.
Kardeşim öldü ben iflah olmam diyor başka bir şey demiyordu.
Babamın gömülü olduğu şehrin en yakın köylerinden biri olan Değirmendere’ye, mezarlığa çok yakın olan çiftlik evine yerleşti.
Beşinci kata bir daha gelmedi
Tam bir yıl sonra babamın öldüğü gün yani ölüm yıldönümünün yapılacağı gün Ali bey amcayı da kaybettik.
Aynı mezarlığa babamın yanına gömdük.
Ali bey amca çok sağlıklıydı.
Bu bir yıldaki bitişi tükenişi akıl alacak gibi değildi
Ama oldu.
28 temmuzu 29 temmuza bağlayan gece yarısı şimdi ikisinin de ölüm günü.
Ve biz 8 kardeş bu gece hem alevi hem Sünni geleneklerini hem de tüm dünya insanlarının gönüllerini gönüllerimize katıp onları sevgiyle anıyoruz.
Kayıt Tarihi : 2.1.2010 22:52:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Tamay Önal Polat](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/01/02/babam-ve-ali-bey-amca.jpg)
Teşekkürler güzel duyguları yaşattığınız ,düşündürdüğünüz için...
Elbette yaşayarak
Alem hayal edildiği müddetçe güzel olabilir...
Ancak hayaller, en olumlusundan, yaşanabildiğincede doyumsuzlaşır.
Bu çalışma bu muhteşemliğin bir abidesi ana baba sevgisini anlatır olmanın ötelerine aşmış bir dilemma sardırılıştır.
Erdemle...
Tebrik ederim hep dorulardan ve güzel duygulardan yana yazan usta kaleminizi ve o güzel duyarlı yurtsever yüreğinizi sevgili üstadım...
Saygılarımla...
Hüseyin Çubuk
Tebrik ederim hep dorulardan ve güzel duygulardan yana yazan usta kaleminizi ve o güzel duyarlı yurtsever yüreğinizi sevgili üstadım...
Saygılarımla...
Hüseyin Çubuk
TÜM YORUMLAR (11)