Babam vardı ki,dev gibi
Astığı astık,kestiği kestik
Bir kaşı gökte,diğeri yerde
Sanki Erol Taş’dı mübarek...
Ayırmazdı yanından
Austin kamyon takasını
Önden çevirdikçe kolunu
'Hıırr,hhıırr' diye homurdanırdı kalbi
Atardı eksozdan yağ-mazot karışımı dumanı...
Koştu,koştu yıllarca,dolaştı karış karış
Türkiye’yi
Bazan yolcu,bazan da göç taşıdı
Sonuçta kazanmıştı çocuklarının nafakasını...
Çok oldu,uykusuz kaldığı geceleri
Tam viraja girerken sayısız ezdiği koyunları
Dar köprüde,yandan geçen otobüsten
Kolunu çıkaran kadınların,yakmıştı canını...
Çok hopladı,zıpladı
Ama hiçbir zaman
Kimselere yaltaklanmadı
En çok sevdiğim özelliği,işte buydu...
Yine uykusuz kaldığı gecelerin birinde
Kuşun kafasını koparır gibi,ikiye bölmüştü arabasını Mavi Tren.
Öldürmeyen Allah,öldürmez derler ya
Bağışlamıştı bize babamızı...
Benim babamın kuralları vardı:
'-İşini şansa ve yarınlara bırakmayacaksın
Elinden geldiği kadar mantıklı olacaksın
Düşünmeden 'hhoopp' diye atılmayacaksın...'
Bazan karşılıklı oturup içerdik kaçak rakıdan
O,bana kendi mazisinden anlatırdı
Ben ise hayallerime dalardım.
Bazan sorardım:'Ben,adam olacak mıyım? '
O da bana:'Yaşamın acımasız tokatını yersen
Öyle bir adam olursun ki,derdi...'
Şimdi seni çok özlüyorum babacığım,
Beni kocaman adamken bile döğdüğün günleri
Çoktan unuttum.
Sağ olsaydın da,beni her gün döğseydin...
Başkalaları döğeceğine sen döğseydin,babacığım
Bak,ben adam olamadım...adam olamadım...
Kayıt Tarihi : 11.6.2009 07:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!