Affet beni, babam. Kırdıysam yine seni,
Yine kırıklarını toplarken başaramadım, elimi kesti kırıkların.
Affet koca çınarım, sen kızgınken sırtımı yasladım çınarın dallarına; yapraksız, gölgesiz, duldasız,
Diken üstü.
Affet, mücadeleden nasırlanmış o güzel ellerinden öpeyim de,
Boynunun kokusunda huzur bulayım.
Eminim, affedersin sen; eminim o koca yüreğin neleri sineye çekti.
Sen affedersin de, ben beni affedemiyorum, babam.
Az değil, 30 yıldır çınarının gölgesinde yatıyorum ve hâlâ...
Çok çabaladım, çok istedim; inan, babam. Dağların tepesinin arkasından, üşenmeden çınarın kokusuna,
Bir bardak suda ben dökeyim seni, yeşerteyim istedim,
Bir faydam olsun sana istedim.
Her seferinde elimde bir avuç suyla sana koşarken düştüm,
Yetişemedim, babam. Affet beni, sırtımı sana dayadım ama aklım o bir bardak suda.
Sen yine de affet, babam. Dizlerimde yırtılsa, takatimde kalmasa,
O bir bardak suyu sana dökmeden getirip elimle içireceğim, Allah'ın izniyle.
Elbet o gün gelecek; tek isteğim, anamla sana kendimi çınarda olmasa bir dal olup,
Gölgemde rahat ettirip ağırlayacağım.
Benim öyle ev, araba hayalim yok, babam.
Çınarının yaprağının tek bir yaprağından faydalandığım gölgenin hakkını vereyim; tek dileğim bu...
Kayıt Tarihi : 20.12.2024 04:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yasadiklarimi yazmaya mecalsoiz ve urkegim
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!