Bir Ramazan akşamı, babam eve dönerken,
Aynı sözü, fısıldardı “bugün de bitti” erken
Yürüdükçe uzardı, kapı eşiğinde biten yolu,
Kapı tokmağına uzanırdı, destek arayan kolu.
Bitkinlik, yorgunluktan eğildikçe ağrırdı beli,
Ağır ağır iner kalkardı tokmakla, yorgun eli.
Annem yetişir alırdı fileyi, kapının eşiğinde
Kız kardeşim anlardı geldiğini, ta beşiğinde.
İki ablam da koşardı, şekerleri kapmak için.
Bir gürültü kopardı, o telaşla coşardı içim.
Kapıdan babam bağırırdı, “ne arsız bunlar”
“Daha fazla üzmeyin, yorgunum çocuklar”.
Mahmur gözlerle, sahura kalktığımız günler,
Bir top gürlemesiyle biterdi, coşardı gönüller.
Anamın özenle hazırladığı iftar yemeğini yerken,
Namaz hazırlığı başlar, yemek sonrası derken.
Güller misali açılırdı, susuzluktan solan benizler,
Bir anda doğrulur, dermanı bitmiş yorgun dizler.
Babam demli çayı severdi, sigara teller ardından
Sonra oturur sedire, alırdı gazetesini arkasından.
Nerede o eski ramazanlar, nerede o bayramlar
Düğünden farksızdı arife günü, tüm mezarlıklar.
Şimdi pencereme yaslanmış bunları düşünürken,
Hepimiz torun torba sahibi olmuşuz, yıllar geçerken
"Annem yirmi, babam on yıl olmuş" der kabir taşları.
Annemin daha dün gibi burnumda, ocakta yanan aşı
Ne gülerdik, o da kızardı "akıl mı bıraktınız bende"
Sadece o tatlı hatıra kalmış aklımda, bana hediye.
1993
Uğur Musab Şahin
Kayıt Tarihi : 24.3.2009 16:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
hatırladığım
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!