Bugün bir hayatı gördüm babacığımı ziyaret ettiğimde.
Kayabaşı. İstanbul dışında bir yer. İstanbulda cenazelere yer kalmamış diyorlar.
Mezarlık yeni yapılandırılıyor. Tepeler,uçsuz bucaksız tarlalar ve güneş.
Üç mezar kazıcı çukurlar açıyor. İçim burkuluyor. Yürüyüşüm değişiyor. Donakalıyorum.
“On bir gün önce bu adamlar yerini açıp beyaz kefeninle seni buraya yatırdılar.
Sen oradamısın babam. Bu toprağın altında mı. Bak ben geldim şimdi. Sana geldim. Ellerimi açtım duaya. Sana lazım olanı,senin şimdiki hayatında istediğini getirdim bir kez daha sana. Yasin getirdim. Fatiha getirdim. Ve gözyaşlarımı getirdim. Görüyorsun yine ağladığımı. Gidişin can yarası oluşturdu bu yorgun yüreğimde. Ağlama diyemiyorsun bana artık. Ben senin küçük kızındım hep. Kelimelerini gözlerimle takip edebildim. Sana çocukluğumda ikimize ait olan o seni seviyorum işaretini ögretmiştim. Seni seviyorum dediğinde bunu dudaklarınla söylemedin. Daima baş,işaret ve serçe parmağını kaldırıp seni seviyorum küçük kızım benim diyordun. Sadece sen kullanırdın bu işareti. Babam yanına gelince seni işaretimizle selamladım. Seni seviyorum babam..babacığım..
Onbir gün önce seni yıkamışlardı. Üşüdünmü babam? Yanaklarına dokunduğumda buz gibiydi beyaz yüzün. Traş olup öylece çıkmışsın o gün evden. Sanki biliyordun sevgiliye kavusacağını. Sevgilinin sevgilisini rüyamda gördüm diyordun. Sevgililer sevgilisi sana ne söyledi. Onun adını taşıdın altmış üç yıl boyunca. Onun gibi altmış üç yıl kaldın bu dünyada. Ah,babam aklıma çocukluğum geldi..seni baba yerine Ekremmm diye çağırışım. Arkandan ağlayıp kucağına zıplamalarım. Saçlarımı okşayışın. Benim sevdiğim incirleri meyveları eve getirip bana tabağa koyup yedirmen. Sonra ikimizin muzipce gülüp işaretleşmemiz. Sabahları işe gitmeden önce yatağına eğilip yanaklarını okşardım. Ellerini öperdim. Saygıdan ve sevgiden bir öpüştü benimki. Yeryüzünde şimdiye kadar gerçek sevgiyle sevdiğim tek yegane erkektin. Senin sevginden emin yaşardım.
Şimdi sen hepsini alıp gittin babam. Beni yalnız bıraktın bu zorba dünyada. Ben başımı yorgun eve gelince akşamları,güç toplamak için hangi erkeğin omuzuna koyacağım artık babam. Güçlü kadını oynadım hep. Yılmayanı. Gidişinle sağ yanımı aldın. Eksik birine dönüştüm. Babam,senin için güçlüyü oynamaya devam edeceğim. Evimizin önüne geldin cenaze arabasıyla son kez. O iri güçlü adam yeşil örtülerle örtülmüş tabutun içinde mi.
Tabuta doğru yürüyüşüm engelleniyor. Son vedada iki elimin baş,işaret ve serçe parmakları kendiliğinden kalkıyor. Artık yazamıyorum babam..canım acıyor acıyor.. Görüşmek üzere babacığım. Görüşmek üzere..gerçek dünyamızda görüşmek üzere...”
30.09.2006
Gülsüm KıvrakKayıt Tarihi : 4.10.2006 16:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ölümün hikayesimi var? Bitmeyen özleyişler bırakır arkasında.

Allah'tan rahmet diliyorum, ebedi alemdeki bütün babalara.
Mekanları cennet olsun...'
TÜM YORUMLAR (4)