BABAM
Dokuz Eylül sabahı
Fahrettin Altay komutasında
Doğu yamacından İzmir’e
İlk giren süvari alayından
Mustafa çavuş’un anıları
Destan olurdu
Yazılsaydı
Balkona dikilen bayrağın önünde
Mustafa Kemal’i dinlerken
Cepheden cepheye at üstünde
Yedi yıl askerlik anılarıyla yüklü
Tüm yorgunluğunu unutup
Dimdik duran
Siyah beyaz bir fotoğraf karesine sığmış
İzmir Konak’taki kalpaklı süvariyi
Çizmek istedim tuvallere
Çizemedim
Sustu
İzmir’de gördüğü
Yunan zulmünü
Anlatmadı
Yalnız anama anlatırdı yaşadıklarını
Anılarını dökerdi eteğine
Batı cephesinde
At üstünde
Kılıç inceliğindeki
Yaşamla ölüm arasını
Dupduru yüreğini seven anam
Vatan kurtuluşuna
İnanmış sesini dinlerken kocasının
Hissederdim
Kalbi oyulurdu yer yer
Bilemedim
Anamdaki kadın duyarlığını
Derin bir huşu ile
Cephe gerisinde yaşadıklarını
Açlığı,
Eşkıya baskınlarını
Arkasından yakılan Onbeşli ağıtının
Yüreğini dağladığını
Üzmemeye özen göstererek
Yumuşak sesiyle anlatmaya çalışır
Kanadı kırık kuş gibi
Sergilerdi Anadolu ahvalini
Anılarını yazayım dedim anamın
Cephe gerisindekilerin çektiklerini
Yazamadım
Yüreğim yetmedi
Güneş uyuklarken evlerin çatılarında
Behey babam derdim
Yine dalmış derinlere
Birşeyler arardı geçmişten
Ya da anılarını diriltirdi
Cephede kalan silah arkadaşlarının
Ruhlarına Fatiha okurdu sessizce
Dinleyip
Gün batımını
Geride bıraktığı
Kırmızı şeritli İstiklal madalyası
Övünç kaynağı ailemizin
Torunlarına
Paha biçilmez mirası
Seni senden öğrendiğim kadar
Sen olmaya özendim
Becerdim mi bilmem ama
Sadece sevdim seni
Mehmet YARDIMCI
Kayıt Tarihi : 9.3.2024 09:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!