Hepsi bekliyor; anneler çocuklarını,
Kadınlar kocalarını, çocuklar babalarını.
Hepsi uzak diyarlardan.
Yola çıkacak biliyorlar.
Hepsi gelecek yarın.
Sonunda haber geldi; yola çıkmış yolcular.
Ve nihayet geldiler;
Bir camii avlusunda kavuştular.
Önce anneler görüştü oğullarıyla,
Nemli gözleri, ıslak yanaklarıyla.
Aynı anda kadınlar kocalarıyla,
Sonra çocuklar babalarıyla.
Bu son buluşma, son veda.
Arkasından su serpilmeyen ve
Dönüşü olmayan son uğurlama.
Er kişi niyetine.
Cenaze namazı kılındı şehitlere.
Hıçkırıklar, ağıtlar birbirine karışıyor,
Anneler babalar, eşler, kardeşler ağlıyor,
Çocuklar feryat ediyor;
Bizi bırakma diye, babalara yalvarıyor.
Göz yaşları sel gibi, yanaklara akıyor,
Safların arkasından çocuklar koşuşuyor.
Hangisi babam?
Önce doğru tabutlar bulundu;
İçlerinde yolcuları, üzerinde al bayrağı,
Zaman kabinleri.
Hıçkırıklar yine birbirine karıştı.
Tabutlar toprağa verilmeyecek;
Birazdan naaşlar havalanacak,
Gökyüzüne yükselecek sanki.
Son Peygamber semada,
Bekliyor. Karşılayacak belki.
Çocuklar tabutlara sarıldı;
Resimleri öptüler hıçkırarak.
Bir çocuk seslendi annesine;
Göz yaşları içinde.
Anne! babam melek olmasın.
Rüyadayız değil mi anne?
Heyhaat! öyle olsaydı keşke.
Rüya değil, çocuk bilmese de.
Babalara son veda bu,
Bu kapı ölüm, son kapı bu.
Düşte değil, öykü değil bu drama;
Yüreklere ateş, ocaklara su.
Şahin KARADAĞ (21.03.2012)
Şahin Karadağ 1Kayıt Tarihi : 24.3.2013 15:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Subayından Astsubayına, Uzman Çavuşundan Er'e kadar 12 terör şehidi askerin Devlet töreniyle yapılan cenaze töreninde ortaya çıkan dramatik görüntüler üzerine yazılmıştır. Şiirde anlatılan hususlar o esnada aynen yaşanmıştır. Mekânları Cennet olsun.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!