Sınavın son beş dakikası.
Ve benim kâğıdım bomboş,
İşte bu kadar korkuyorum.
Aklım almıyor, mantığım kabul etmiyor.
Gülüş dediğin iki dudak arası birkaç tane diş.
Nasıl?
Yalnızca bir gülüş, nasıl olur da böyle derine işleyebilir?
Gerçi fazla da şaşırmamak lazım.
Bir koku, bir ses nasıl işliyorsa yüreğin en karanlık yerine,
İşte öyle işler.
Bazı gerçekler vardır.
Herkesin bildiği ama hiç kimsenin kabul etmediği.
Kelimeler göğüs kafesini sıkıştırabilir.
Zaman her şeyin ilacı değildir.
Güzel şeyler
Hep
Biter!
Ve biliyor musunuz, erkekler de ağlar.
Babalar bile!
Nasıl ya? Koskoca adam ağlar mıymış hiç?
‘’Hem de küçücük bir çocuk gibi. ‘’
Ve eninde sonunda insan, her şeyi kaybettiği gibi
Gözyaşlarını da kaybeder.
İşte bu en yoğun halidir acının.
Ağlayıp da ağlayamamak.
Ölüp de ölememek.
Hani bir şeyler dizilir boğazına.
Büyür, büyür ama çıkamaz dışarı. Düğüm derler.
Kalır kursağında.
Öyle işte…
Kayıt Tarihi : 23.11.2020 16:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!