Ah oğul ah! Derlerdi de inanmazdım.
Meğer nafile çabalarla geçmiş ömrüm de anlamamışım.
Meğer ne doğru söylemiş söyleyen.
Bir baba bir bağı bağışlamış da oğluna,
Bir tek salkım üzümü bile alamamış oğlundan.
Şimdi bir uyanışın eşiğinde kayarken,
Ne çok geç kalmışlığıma yanarım.
Dili olsa da konuşsa oğul, şu emektar yastığım.
Seni kucağıma ilk alışımı, düştüğünde gizlice ağlayışımı
Ateşlendiğin o gece çıplak ayakla kaldırımları nasıl arşınladığımı,
Bir anlatsa oğul, hüzünle nasıl ıslandığını, bir anlatsa!
Yemedim yedirdim, giymedim giydirdim demeyeceğim can parem.
Sen ona da bir kulp bulursun, ardına sığınarak çıkışların.
Ben mi istedim dünyaya gelmeyi, ben mi diyeceksin!
Sitemim sana değil oğul, sitemim sana değil, kendimedir.
Hasret denizlerinde uçuşumadır benim sitemim.
Ah oğul ah! On dört gün oldu haber saldım, ulaşmadı mı?
Kopardı mı kumar denen illet yüreğini yüreğimden,
Kim bilir hangi sarhoş gecelerdesin şimdi,
Kim bilir hangi duvar dibinde uzanmaktasın yıkılıp,
Yıkılıp hangi cambaz gecelere mahkûmsun kim bilir!
Gücüm kalmadı oğul, rüzgârla sallanan boşluk gibiyim.
Takvimle de bozuldu aram, son sayfada 5 Nisan
Yeni bir sayfa açmadan, kaç kere kapıldım umut rüzgârlarına
Bilemezsin, bilemezsin oğul, bilemezsin aldatan rüyalarımı.
Adını koyduğun kayısı ağacının hışırtısıyla sen geldin sanıp
Bilemezsin kıpırtısız başımın pencereye nasıl döndüğünü
Ve boşa çıkan umutlarımı ve aylak köpeklerin ulumasını
Nasıl özlüyorum zifiri karanlıkta bilemezsin.
Ne hevesle almıştım şu villa denen köhneyi
Ne hayaller kurmuştum verandada, şu denizin öksüz sularında
Ve adını dallarına yazdığım şu koca çam, şu kırık bahçe kapısı
Onlar bile yüz vermez oldu inançlarıma.
Ama o çam, senden önce büyüdü, koca adam oldu senden önce.
Bir kalkabilsem, bir tutsa ellerimden dalların,
Şu bahçe enkazında bıraktığın boş şişeleri bile toplayacağım.
Çalılıklar sardı her yanımı, duvarlar üstüme üstüme yürüyor.
Bütün güllerinde uyumuşum sevdamın, bütün gölgelerinde kurumuşum.
Gözlerini penceremde açarken bulutlar, bir seviniyorum,
Bir seviniyorum ki sarıldıkça yatağıma,
Nankör o da, kayıp yitiyor soğuyan hayallerimin ıslaklığında.
İşte o an canım yanıyor oğul, sol yanım çok acıyor.
Ah oğul ah! Sen sevgimi esir aldın.
Ak günlerimin yıldızıydın oysa.
Sancılarımın gökkuşağı, gün ışığımdın.
İsteseydin, dünyanın bütün yıldızlarını sererdim önüne.
İsteseydin ben otururdum gözlerinin düştüğü sanık sandalyesine.
İşte bu yüzden dostça karşıladım her saniye parmaklıkları.
Kar kapattı Nisan vakti yolları, umut yok, artık gelemezsin.
Bir çeyreklik zaman bile değilmiş ömür, kuşkusuz gece yarısı
Yarın, Güneş yeniden düşecek yollara, herkes bilir.
Ben de bilirim ama kaskatı kesilirse bulutlar göremem belki.
Belki ağır ağır solacak erguvanlar
Belki yalnız taşlarla dost olacağım, kim bilir.
Duydum ki, birbirinize düşmüşsünüz ablanla.
Bölüşmüşsünüz Almanya’da düşürdüğüm her alın terini.
Oysa yol gözlüyorum yaralı bir kuş gibi soluk soluğa
Henüz kanat takmadım ki yıldızlara, bitmedi ki özlemlerim.
Oturmuş zengin bir adamın kırıntılarıyla avunuyorsunuz.
Bir bilseniz, ne kadar yoksul bu yürek, ne kadar yoksul!
Vakit gece yarısı mı, vakit seher tarlası mı, ne belli!
Yoksa perdeler mi kapalı, Ay mı küsmüş,
Güneş mi yaşlanmış serseriliğinden kalbimin.
Gidiyorum oğul gidiyorum, sonu görünmez yollara.
Bari çocukluğunda yaptığın gibi pamuk tıka bir kulağına
Son sözüm saklı kalsın ıslak, kuytu odalarda.
Unutma, ağzında bal olan arının, iğnesi vardır kuyruğunda.
Bu gölgeler, bu yüz ifadesi, belki uçsuz bir uçurumun
Belki eskimiş bir gök haritasının beklentisidir şimdi.
Artık gelsen de olur gelmesen de oğul.
Artık gelsen de olur, gelmesen de.
Kayıt Tarihi : 8.9.2007 12:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yıllar yılı Almanya'da çalışıp didinen ve yalnızlığa mahkum edilip ömrünü tek başına noktalayan acılı bir babanın yaşam öyküsüdür bu şiirim. Ne kadar dile getirebildim bilemem ama bu yaşam öyküsü beni derinden etkiledi. O çok sevecen, çok değerli bir insandı. Dilerim gittiği yerde mutludur. Yine dilerim tüm evlatlar önce kendine, sonra ebeveynlerine ve milletine hayırlı birer insan olarak yetişir. Mekanı Cennet olsun.
Cemali-Hikmet Aksu
ve yaşlılığın acı bilgeliği.......
Sevgi yoksunluğu
ve can yorgunluğu
İyi ki varsınız hocam
iyi ki varsınız
TÜM YORUMLAR (11)