git artık,
bırakma senden hiç birşey,
ne ses kalsın,
ne nefes senden..
git....
bir vapura bin,
ben senin için sigarayı bıraktım kadın,
ölmeyeyim diye! ! !
beni gördüğünde,
yüreğinde yüksek tahrip güçlü bombalar infilak etmesin diye,
beynin çıldırmasın,zamanı patlatmayasın diye,
soğuk ellerimi sıcacık dudaklarına koymayasın,
sabah olduğunda,
kimse kalmıyor benden,sana gelecek olan,
hiç kimse...
sabah olunca,
katli vacip yapıyorum içime,
ne kadar ben varsa öldürüyorum,
kaçıp git benden,
yetişirsem tutamam kendimi,
çok,
ama çok severim seni..
en söz dinlemez organımdır kalbim,
kaçıp git benden,
anlamadım...
kusura kalmayın,
ya da kalın …
o da sizin meşrebiniz…
cansız yayınlarda,
...korsan kitaptı çocukluğum,
ben seni sevdim...
masada MERLOT, günah kırmızısı,
eski İzmir teneke tulumu,
biraz küflüsü makbulü,
masanın bacakları denizin içinde,benim ayaklarım...
hissetmesem de,
babam...
sağ yanağı et benlim...
ela gözlüm,alınteri kokulum...
kırçıllı kazak sesli adamım
ve iki ayağıyla bastığı toprağı öpüp,
alnına koyan vatan sevdalım...
adam böyle vurulur,
böyle ölürsün milim milim,
kanın bedeninden böyle akar lağım çukurlarına! !
pislik olursun,
en fazla bir kaldırımda pislik...
en fazla iki kere titrer elin uzanamadığına...
hiç bu kadar bıçaklanmamıştı ruhum
küçük falçata çizikleri
hiç atılmamıştı suratıma
façasız hayatmış zor olan aslında
aslında
aslı kerem değilmiş..
elimde şimdi,
bakraçlar boyu hüzünler,
dudaklarımda boğazkere şarabı...
müebbete talim sevdalar,
ve hafifletici nedenlerin olmadığı yalnızlıklar,
kaç adam eder ki buz duvarlar?
babacan farkı....
yine müthiş..(B.Durak)