Telemeyi çalar iştahla yerler,
Özledim, hasretim baba yurduna.
Yediden yetmişe er oğlu erler,
Özledim, hasretim, baba yurduna.
Kiraz yaylasıyla Nurhak dağları,
Akar derelerden soğuk suları,
Göksu kıyısının sarp kayaları,
Özledim, hasretim, baba yurduna.
Unutmam yuf kayla çoban aşını,
Yapılı pınarı ovan taşını,
Bakım binasının yaman kışını,
Özledim, hasretim, baba yurduna.
Elbistan'a bağlar Tatar deresi,
Ben deyim Domurcuk, sen de neresi?
Güzellerin gözü üzüm karası,
Özledim, hasretim, baba yurduna.
Kaval sesi yanık, yanık, duyulur,
Aklıma gelince bağrım oyulur,
Bir haftası bir gün gibi sayılır,
Özledim, hasretim, baba yurduna.
Dumanlı, çamurlu yolu Zilli han,
Orda geçer yolum Nüfus Elbistan,
Yaya yürümüştü Ali Uzun’can,
Özledim, hasretim, baba yurduna.
Dost kalemlerden
YÜREĞiMiN YARISI GÖÇ ETTi
Fatsa’nın bir köyüydü Yapraklı,
Fatsa’ya yedi kilometre.
Bir yanından Kavaklar Deresi akardı
Bizi Ünye’ yle ayıran
Sabahları güneş bir başka doğardı
Vona Burnu'ndan.
Yazın köyde çok keyifli geçerdi zaman.
Fındık zamanı işçiler gelirler
Aybastı, Akkuş, Kumru, Korgan’dan
Çok renkli giysi ve takılarıyla
Canlanır bütün köy o zaman.
Yanık türküler söylerler bahçelerde
Eski günlerde yakılan:
“Müdür Bey’in yeşil kürkü,
Yeni çıktı bu türkü de yanıyom ben.”
Fındık mevsimi biter, işçiler köylerine döner,
Kimi umutlarını, sevdalarını kalbine gömer,
Kimi saklamaz, söyler; seneye fındıkta yapılır düğünler,
Alır patronun kızını gider.
Hasat-harman sona erer,
Bir yılın emeği çıkar görücüye.
Tüccar bakar fındığa haince;
Beğenmez ya çürük, ya bezik, ya da yaş diye.
Hesabı hemen görmezsen
Bir de depo kirası keser hediye.
Önden alınmış zaten gübre, ilaç ve de işçi parası,
Düşülür çuvalların da darası,
Elde kalan üç beş lira nasıl yetecek düşünün;
Altı çocuk,dört torun,bir gelin,
Bir çoban, artı ana- babaya?
Anne prangasız mahkum;
Çarptırılmış bir defa ömür boyu çalışmaya.
Temyizi yok bu hükmün onanmış karar,
Sızlanmak, şikayet neye yarar?
Belki zordu ama güzeldi o günler aslında,
Zaman geri sarılsa da tekrar yaşansa…
Uçmayı öğrenen kuşlar ayrıldılar yuvadan.
Göçmen kuşlar her mevsim geri dönerler,
Anne- baba sağken bizimkiler de döndüler,
Sonra artık sadece ölümlerde geldiler.
Kimse kalmadı artık oraya uğrayan,
Beş mezar kaldı sadece beni köyüme bağlayan.
Çocukluğumun yarısıydı orada yaşanan,
İşte bu yüzden yüreğimin yarısı göç etti Yapraklı’dan.
Kalan yarısını koparıp alamadım
Öğrencilerim, dostlarım, akrabalarım
Ve orada kalan beş mezardan.
Naime ÖZEREN
Ali UzunKayıt Tarihi : 20.3.2012 22:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
YÜREĞiMiN YARISI GÖÇ ETTi
Fatsa’nın bir köyüydü Yapraklı,
Fatsa’ya yedi kilometre.
Bir yanından Kavaklar Deresi akardı
Bizi Ünye’ yle ayıran
Sabahları güneş bir başka doğardı
Vona Burnu'ndan.
Yazın köyde çok keyifli geçerdi zaman.
Fındık zamanı işçiler gelirler
Aybastı, Akkuş, Kumru, Korgan’dan
Çok renkli giysi ve takılarıyla
Canlanır bütün köy o zaman.
Yanık türküler söylerler bahçelerde
Eski günlerde yakılan:
“Müdür Bey’in yeşil kürkü,
Yeni çıktı bu türkü de yanıyom ben.”
Fındık mevsimi biter, işçiler köylerine döner,
Kimi umutlarını, sevdalarını kalbine gömer,
Kimi saklamaz, söyler; seneye fındıkta yapılır düğünler,
Alır patronun kızını gider.
Hasat-harman sona erer,
Bir yılın emeği çıkar görücüye.
Tüccar bakar fındığa haince;
Beğenmez ya çürük, ya bezik, ya da yaş diye.
Hesabı hemen görmezsen
Bir de depo kirası keser hediye.
Önden alınmış zaten gübre, ilaç ve de işçi parası,
Düşülür çuvalların da darası,
Elde kalan üç beş lira nasıl yetecek düşünün;
Altı çocuk,dört torun,bir gelin,
Bir çoban, artı ana- babaya?
Anne prangasız mahkum;
Çarptırılmış bir defa ömür boyu çalışmaya.
Temyizi yok bu hükmün onanmış karar,
Sızlanmak, şikayet neye yarar?
Belki zordu ama güzeldi o günler aslında,
Zaman geri sarılsa da tekrar yaşansa…
Uçmayı öğrenen kuşlar ayrıldılar yuvadan.
Göçmen kuşlar her mevsim geri dönerler,
Anne- baba sağken bizimkiler de döndüler,
Sonra artık sadece ölümlerde geldiler.
Kimse kalmadı artık oraya uğrayan,
Beş mezar kaldı sadece beni köyüme bağlayan.
Çocukluğumun yarısıydı orada yaşanan,
İşte bu yüzden yüreğimin yarısı göç etti Yapraklı’dan.
Kalan yarısını koparıp alamadım
Öğrencilerim, dostlarım, akrabalarım
Ve orada kalan beş mezardan.
Naime ÖZEREN
TÜM YORUMLAR (1)