Eski, parlak bir güneş doğardı toprağımıza,
Baba, parmak uçlarıyla beslerdi çiçekleri. Toprağımızda güllerimiz vardı;
Eski güneş, toprağımızdan doğardı.
Hemen önünde uzun kıvrımlı bir dere;
İçinde gümüş sırtlı, eti sert balıklar
Yem oluyordu yılanlara.
Eski güneş, deremizden doğardı.
Yolu pek belli olmayan geniş bir dağ;
Yamacında yıkık evler yağıyordu ayaklarına
Başında bir cami; sesi var, cemaati yok
Baba o dağa benzerdi;
Cebi var, parası yok.
Bir var bir yok.
Bir var,
Yok,
Yeni, solgun bir güneş kararttı içimizi.
Baba, bedeniyle besledi toprağı,
Ayak uçlarında güllerimiz vardı.
Yeni, solgun güneş baba ile battı,
Dışımız karardı.
Dümdüz dere, sert akıyordu;
İçinde zehirli yılanlar, kurbağalara yem.
Balıklar boğulmuştu siğilden.
Yeni cömert dere, babaya da aktı
Yolun ortasında dik bir dağ;
Yamacında dim dik evler,
Bir camii yine sesi var, cemaati yok.
Sesi duydum.
Kulağımda bir sela...
Bu evler inadına mı böyle dik?
Gözlerimden molozlar düşüyor ayaklarıma.
Ben yıkılırken nasıl böyle dik,
Nasıl kalıyor insanlar,
Nasıl gidiyorum ben...
Kayıt Tarihi : 20.3.2021 23:39:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gönül bilinmez dergah. Bazen çalıp kapısını, su gibi dolarız...
![Baha Akdora](https://www.antoloji.com/i/siir/2021/03/20/baba-gunes.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!