Baba Ceylan Şiiri - Mehmet Kara

Mehmet Kara
66

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Baba Ceylan

BABA CEYLAN
O, beş yaşında büyüdü.
Beş yaşından beri sevdayı aradı.
Buldum sandı, gururlandı...
Elli yaşına vardığında,
Sevdanın O’nu hiç aramadığını anladı.

Hiç doğum günü bilmedi çocukluğunda.
Anasına sorduğunda:
'Kırlangıç kafası kadar
irice kar yağdığında' cevabında,
'bir kış çocuğu' olduğunu anladı.
Daha bir sever oldu o günden sonra
Yağmuru, karı...
Doğayı izlemeye aldı.
En çok da kuşları gördü gözü;
Çiçekleri koparmaya kıyamadı,
Hep dalında okşadı.

Bir 'Ceylangözlü' avuttu O’nu.
Göz pınarlarında koyboldu. Kayboluşun ne önemi vardı,
O varsa, O yaşıyordu...

Bilinmedik yerlere gittiler beraber;
Derin pınarlardan su içtiler;
At koşturdu, ekin biçtiler;
O olmadan O, O olmadan O
bir kocaman 'hiç'tiler...

Bir gün, 'para'yı keşfettiler.
Ceylan yavrularına yem paraydı çünkü.
'Yemi sen verdin,
ben verdim' kavgasında
yavruları hakem seçti,
-Kaf Dağı’ndan bilinmedik ot gerekti-
Kaf Dağı’na gidip, geldiler...

'Kaf Dağı'nda deprem oldu.
Baba Ceylan yardan uçtu.
Kol da, ot da dağda kaldı.
'Ot hani! ? ' diye parladı Ceren
Kopan kolu farketmeden...

Depremi eve taşıdılar.
Unuttu, dünü, günü,
Su içilen pınarları,
derneği düğünü,
Bir suçlu aradı,
buldular...

Baba Ceylan dağa düştü.
Alt, üst olan 'Kaf Dağı'nda
ot kayboldu,
O kayboldu.
Çaresiz, otsuz geldi;
Eskiden bir kolu vardı,
Bu sefer kolsuz geldi...
-yine, farkeden sadece kendi-
Bir ihtilal umulurdu,
Ayaklanma kaçınılmaz...
Milyonlar uyuyordu ama,
Ceren ailesi uyanıktı...
Oturup karar kıldılar, ihtilali başardılar...
Baba Ceylan’ı asmadılar,
-bir tasma takıp boynuna-
bir köşede sakladılar.
'Ne olur, ne olmaz! 'dı hesap:
Belki, 'Kaf Dağı'nda ot biterdi,
Baba Ceylan’dan başka
o dağlara kim giderdi...

Baba Ceylan son vaktinde,
Yatağında uyuyordu;
-bir medyum gibi uyanık-
Niyetleri duyuyordu...

Bir gün, cama bir kuş kondu.
Etkilenip 'kuş sesi'nden,
Silkindi kalktı hemen
sarıldığı şiltesinden.
Dağın en ucuna çıktı,
Tasmayı sürdü taşa,
koparıp attı yardan.

O, bir kuştu, uçuyordu...
Yavruları düz ovadan
tepelere bakıyordu...
Bakışmalar çaresiz:
Kuş, yoksundu bacaklardan,
Ceylan, kanatlardan habersiz...

Ölecekti, biliyordu...
Ovaya inse, sorgulardan;
Dağda kalsa, yağan kardan...
16 Haziran 2002

Mehmet Kara
Kayıt Tarihi : 26.10.2004 23:39:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Kara