bir türkü gibi söylediğim ömrümü
şu düzeni bozuk dünyamı
sana küf kokan:
zincir kokan
ellerim kadar soğuk mektubumda anlatıyorum.
her sabah kapımı çalan
ölüm baba!
şu üzerime gelen duvarlarda
gözlerimi çürütüyorum.
sen hiç adam olamazsın derdin
doğruymuş,
hani şu seven sevdiğini söyeleyebilen
çağlarca sevebilen yüreği geniş adam
adam gibi adam olamadım baba!
gündüzleri selamladığımda
sende
adamlığında unuttuğum
bir iki umut kırıntısı var hala içimde
ama umut artık ölüm olmuş yaşamımda
ve bir cesetmişcesine
soluğunu geçirmiş gırtlağıma
yani kapamış aklımı agzımı içimi
konuşamıyorum
hissedemiyorum
yazamıyorum en kötüsü
öyle ağır geliyorki hasretin
bir çığlık gibi içime gömülüyorum
toz çapak bastırmış kirpiklerle
açıp kapadıkça göz kapaklarımı
acı beynime sıçrıyor
felç ediyor düşüncelerimi
anlayacağın özlüyorum baba!
burası öyle bir yer ki
canın ağzına gelse anlamaz kimse
zaten anlamazsın anlatsam bile
hep içine kusarsın gerisin geriye
canavar olsan boş be
puslu sisli ve buğulu
çürük sonbahar renginde
beklemiş ve köhne baba!
bu beklemişliğin üstüne
birde aşk
ne gariptirki
lanet okuduğum o kurşunların değdiği
şu kuş kafesi göğsüm canlanıverdi şimdi
yaşlı falcı parmaklarının sihrimi bilmem ama
gençleşiverdim işte baba!
şimdi bahsettiğin adamlığımın aldırış etmezliğinde
adam olacağım diyorum hala
daha çok geç değil
değilmi baba!
04 01 2001
saat 02 35
Kayıt Tarihi : 22.6.2006 15:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kurşun atsan yetmezmi
Hep uzun uzun atıyorsun
Kısa kısa atsan bitmezmi
Şaka yaptım şaka
Baka kaldım baka
Çok güzel olmuşlar
Ard arda durmuşlar
Hedefi 12 den vurmuşlar
Saygılar sevgiler selamlar
mucit dede den çıktı bunlar
ben demedim o söyledi
Dede Durmuş ünal
tebrikler
TÜM YORUMLAR (5)