Binlerce yıl öncesi çağlar çağlar içinde buluştu,
Zamanın gizlendiği tarihte her şey birden gelişti.
İnsanlar Oğuz Obasında yaşarken birden yer yüzü karardı,
Gökten çeşitli yaratıklar indi,görenlerin yüzleri morardı.
Bu inen varlıklar cinlilerdi Türk ülkesi Turahanlığa düşmandı,
Türk'e düşman olanlara karşı gelen Türk Hakanı Tura Han'dı.
Tura Han bunlardan korunmak için Ak Kocaları topladı,
Ne yapmak gerektiğini onlara sorup kılıcını yere sapladı.
Ak Kocalar bir karar veremedi Kulbak Bilge Erene varın,
O size neler yapacağınızı mutlaka anlatır dediler yarın.
Tura Han Temur Yiğit Bahadır ulakla haber saldı hemen,
Biz geliyoruz Kulbak Bilge yerinden ayrılmasın dedi aman.
Kulbak Bilge Tura Han'ı karşıladı Ahmet Yesevi'ye gittiler,
Temur ile beraber epeyce bu varlıklar hakkında sohbet ettiler.
Kulbak Bilge kendi kadim çağında olanı Yesevi'ye anlattı,
Mim Çağının sultanı Ahmet Yesevi bunlara anlam kattı.
Mim çağı Hazreti Peygamberin dünyayla şereflendiği çağdır,
Ona peygamberliğin geldiği yer Cebeli Nur denen Dağdır.
Mim Çağı devam ederken Vav çağı gelir bu çağda Mehdi çıkar,
Tüm Müslümanları bir araya toplayarak kafirlerin icabına bakar.
Muhammed; Türk'e gönderilen peygamber Oğuz Han gibi bir nebidir,
O bütün aleme gönderilen son peygamber olup Yüce Hakkın habibidir.
Ahmet Yesevi böyle deyince Temur'la Tura Han hemen iman ettiler,
Hazreti Muhammed'e resul olarak inanıp Yüce Hakkın yolundan gittiler.
Kubak Bilge de bu sırlara vakıf olup hep beraber bir karar aldılar,
Süfli cinlilere karşı savaş açıp onları Besmeleyle bertaraf kıldılar.
Sonra Ahmet Yesevi'den Mim Çağında yürümek için izin alındı,
Kırk Kocalar meclisinden çıkarak İlim Kapısı Hazreti Ali'ye gelindi.
O çağda bir mana vardı Vav çağının sembolü Ali ile güneşti tabi,
Tıpkı Türk Beyi Oğuz Han'ın sembolünün bir Bozkurt olduğu gibi.
Temur ile Kulbak Bilge Mim çağına doğru yol alıp gitmek istedi,
Onları Hayber Kalesinde bir arslan karşılayıp buyurun içeri dedi.
Bu çağrı Kulbak Bilgenin Mim Kapısından içeri giriş ruhsatı idi,
Burda Allah'ın arslanı Hazreti Ali'nin İlim Kapısında yazılıydı adı.
Türkistan'da kökü Ahmet Yesevi dergahına inen ulu bir ağaç vardı,
Bu ağaca Türkün ulu ağacı derlerdi dalları ise gökyüzüne çıkardı.
Bu Ulu ağacın köklerinden yani Yesevi Ocağından feyiz alıp,
Dünyada İslam Dinine hizmet etme gayesi ile yola revan olup.
Kulbak Bilge ile Temur Alp Erenlerle Anadolu'ya geldiler,
Anadolu'ya yerleşip İslam'ı yayarak burayı Türk yurdu bildiler.
Selçukludan sonra Osmanlı Devleti kurulup üç kıtaya yayıldı,
Türkler dünyada en büyük Müslüman devlet olarak sayıldı.
Osmanlı ile İlayı Kelimetullah dünyaya bir güneş gibi doğdu,
Nizam-ı Alem ile Kızıl Elma'ya varılıp orda Hak batılı boğdu.
Tarih boyunca bu topraklar üzerinde uzun süre kalındı,
Mim Çağından çıkıp o zamandan bu zamana gelindi.
Üç kıta üzerinde Yüce Rabbimizin izni ile İslam gülleri açtı,
Osmanlıdan sonra üç hilalli bayrak ile bu sevda bizlere geçti.
Üç hilal bize Ahmet Yesevi Ocağından gelen sevdanın mirasıdır,
Bu sevda dünya üstünde hayat bulan İlayı Kelimetullah sevdasıdır.
Not:Kaynak-Kaşgarlı Mahmut-Divan-ı Lügat'it Türk.
Yusuf TunaKayıt Tarihi : 10.10.2014 19:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!