B ü y ü k l e r e...

Habibe Merih Atalay
506

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

B ü y ü k l e r e...

N e r e d e y i m
N e r e d e y d i m
Ve işte burada
aklın aldığı kadarıyla
aklımın aldığı kadarıyla büyümüş
bir şeyler öğrenmiş bulunarak

gözümü ayıramıyorum
elin parmakları arasında
tuttuğu kalemin çiziktirdiği
zihnin akış yazısından -

bunu yapmak istemesinin
önemli bir nedeni olmasını
umut etmekten başka
ne umabiliriz

o m l e t ç o c u k l a r ı...
t o p l u t a ş ı m a ç o c u k l a r ı
bellek
- yitik bellek özellikle -
ç o c u k l a r ı...

hazır yapım kaynaşım çocukları
çözüm çare çocukları
var kalış çocukları
söylem çocukları
tırnak tırnak içinde

çılgın çocukları
süre durum çocukları
yine çare-çözüm yine araba uğultusu
çocukları öğle uykulu
çocukları gözü kapalı

gözü kapalı gözü kapalı
ve tek gözü açık
çocuk

yılışık bıçkın telli duvaklı çocukları
uçurum uçurum çocukları

yok çok bilmiş çocukları
boyun ağrısı
huzurlu bir nefes
hafif karanlık çocukları
şişkin bilekle kavrayan çocukları

daha bitmeyen şarkı çocukları
balkonda kurutulan havlanmış çamaşır
çocukları kapalı pencerede çocukları
düş gidiş-dönüş masal görüş çocukları
v e r i l i v a r s a y ı m s a l ç o c u k l a r...

ve tarımsal tamvarsayımsal
verisiz sevişmesiz aşksız
atarabasız çelikçomaksız
köpüksüz kemiksiz çürüyen hızla
huuu - riyalar - kefaretiyle
nefes alışı verişi çoluğu
çocuğu soluğu üç kez
nefes alışverişi soluğu
nefes alışverişi soluğu

[]nefes alışverişi soluğu[]
-muson-

çakılı kalan gözlerim sözlerime elyazgım
bir dedikodu çıbanı cerahati patlaması
yüzüme bulaşan sorgun
de hadi de hadi artık
ne diyeceksen de

bi itiraf çekmecesinden oydum bu kalbi
bıraktım çıplak sımsıcacık ellerine
berhudar ol diye
berhudar ol
gelemem çay içmeye kırıldım
e n g i n s e v i n ç s e v i ş l e r d e n

onun da bi işe yaramadığını biliyorum artık
olmam gereken şeyi oldum artık
nasıl yapılacağını bilmediğim şeyi
olmama imkan yoktu
bildiğim şeyi o l d u m a r t ı k
insan ancak bildiği şeyi olabilir

ne enerjik zamanlarda bile
bilemedim ne yapamayacağımı
her zaman bilen -insan-
önünü ardını gören -insan-
sağını solunu hesaba katan -insan-
yaşamı daha akıllıca s ü p ü r ü y o r
s ü r ü y o r s ü r d ü r ü y o r

ben hep h i z m e t k a r ı s ı y d ı m aklın
farkındalığım benliğin yapı taşlarını oluşturup
yerli yerinde bir bütün haline getirmeli
- mesi gerek - rekmez miydi - ç o k t a n!

hayatına bi y a p r a k sokan
yaprağın tüm olasılıklarını edinir
bunda şaşılacak birşey yok..
şaşkınlık yaran hâlâ o tek yaprağa şaşmak..
nasıl bu denli olasılık taşıdığına..
-kıskanç-

evet ben ikinci bir yaşam kurdum
kinimi sürdürmek yerine evet
ve kurduğum bu yaşam daha gerçek
bana göre ve mutluyum

ancak neden
geçmişin kadavrası üstünde hâlâ z i h i n e l i m
n e l e r o l u y o r
niçin gömemiyorum bu leş ikizimi
bugünün tozlarına

b u b a n t h a n g i b a n d
koşu mu yürüyüş mü
sevda mı uçurum mu
bu kadar - bu karar - bir karar

hikâyemizi önemsememiz
gözümüzde onu sıradışı
mükemmelmişcesine canlandırmamız
değiştirebilir ve evet
sıra dışı bir hikâyede
sıradışı bir kahredenin
başka neye ihtiyacı olabilir

tıpkı polyanna'nın yaptığı gibi
polyanna... ahh
büyük hikâyeni başlatan şey neydi
bir mucize mi
pekâla
bizde de zaten yeterince mevcut ondan

öyleyse
yaşamaya başlamaya
alıkoyabilir mi
diğerleri

hep bi acı duyumu vardır
n e d e n s i z...
nedensiz acı duyulmaz ama
diyelim ki bi nedeni vardır
ama bilemediğimiz bir nedendir
şimdi bildiğimiz bir nedene dönüşen
bir zamanların nedensizliğidir şimdikileri yaratan
çünkü anlam sürekli biçim değiştirir
her geçen gün
farklılaştıkça farklılaşacak
olanadır
yön

görünüş:
herkes bir yukarıdakinin topraktan topuğuna
sımsıkı yapışmış
çıkmaya çabalıyor çukurundan
el uzatan yok aşağıya
tek atış -tek bir vuruş- ama vurucu
esaslı bir vuruş gerekti sırılsıklam

kımıltının nasıl bir anafora dönüşeceğini
hâyâl etmek hiç de zor değil
bu krizden kımıl kımıl bir zemin
bu tabanlarımızın altındaki
o kımıltıdan dalgalar boyunu aşar bazan
sıkı bir esneklik ve kıvraklıkla dans etmen gerekir
dans ettirmen

ha... hayır! gereklilik de yetmez zorunlusundur
bir nevi kendini mesh etme tavrıyla
hap gibi bir mutluluk tersinir olan şekliyle
yığıntımızın merdivenlerinden çözülmeye başladıkça
çökecektir basamakları yükselmeye çalışanın altında
yığıntı olmak: acı varoluş
çoğulun içinde kayboluş
herhangi biri imzasıyla hiçleşiş
keşiş
me

bildiklerimizin arasından
bilmeyi bilmediğimiz bir cümle
yazılacak olan
o cümleyi -bireşimi- kurduğumuz da
kurtulacağız

kurtulmuşların arasındaki bir yığına ekleneceğiz
ve yine bu yığıntının içinden sıyrılmayı başarmak olacak
dünkü dersimiz
o cümleyle yığınlarımız
tepelerce yığıntılarımız oluştu
s a y e m i z d e...

bir satış yapmak zorundasındır o y s a
en azından - bir kez - kerecik -
b e c e r m e l i s i n d i r b u n u
her şeye rağmen aptalca düşünüyorsundur
aptalca yaşıyorsundur
bunu beceremeyen bir embesilsindir

bu oyun insana karşı
insan yoksa oyun da yok

bu gösteri insana karşı
insan yoksa gösteri de yok

insan insana karşı bu
insan yoksa
insan da yok

büyük
-demeyecektim-
ama kaleme öyle geldi

-madem- hadi -BÜYÜK- olsun-
bütün çabamız
hayatımızı sürdürebilmemiz
hem de nasıl
bir elimiz yağda diğeri balda
lüks içinde
konforlu bir biçimde
işte bu yüzden b ü y ü k bütün çabamız
ya da b ü y ü k s e n m e l e r i m i z

elimiz kalem tutuyorsa
bu şu anki sanki çıplaklık
ne maddi tatmin
ne manevi tatmin
ne duygusal ne ruhsal
ne maddesel ne şeysel
yaşamın hiç bir yönünde
tatmin edilemezsin

bir kentin güzelliği oysa
insanlar olmalıydı salt
sevgi yerine nefret hissettiğim

karşılığı olmayanın
karşılığı olmayana dönüşmesi
karşılıksız ne işe yarar
sevgi ya da nefret

ipin ucunu bir kez kaçırınca
gerçeklerle oyun oynayamıyorsun azsın

bir şey görüyoruz rüzgârdan bakışımızı nereye çevirirsek
bizi belirleyen gördüklerimiz değil
bakış noktamız
bizi belirleyen
g ö z s ö z
ellerimiz

çağın içinden -çağımın içinden-
bu çağı bensiz düşünemeyiz
bu çağın fenomeni
ben

her ne olmuş olursa olsun
bu bir olmamaşlık bile olsa olmuşluk
çağa aitliğini değiştiremezsin
değiştiremez
mem ya da Memê

bu benim -benem-
tutunmuşluğu kendince
benem eser olan
bu çağda

Ve..
nasıl sonlandırılmalıdır bir eser
bir eser nasıl sona erer
nasıl bitirilir -bu kez-
de Perde!

Habibe Merih Atalay
Kayıt Tarihi : 2.8.2013 23:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


02 ‎ Ağustos ‎ 2013 ‎ Cuma 22:24:35

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Habibe Merih Atalay