Hasmına gül savuran cesaretimle
...
Uzun bir yola çıkacağım
Kafa dengi bir filozof bulup
Dinleyerek yabancı bir dilek sesini
Umut verip de sözünün eri olmayan
Türküleri uçsuz ülkelere götüren
Bütün nankör kuşları vuracağım
Sonra yırtacağım ne kadar gömleğim varsa
Yağmura
Ve Mesneviye kafa tutan
Önümden çekil
Gözlerimi aç
Kollarımı çöz
Alnımda gittikçe derinleşen ve kararan
Sabahlarıma acıyan gözlerini sil
Sana söz
Önce sesini unutacağım
Bedeninde bir şiirlik yer var mı?
Gözlerim kaldırır mı bu ağırlığı?
Şimdi özgünlüğümde boğul isterim
Çünkü
Şarkılar söylemez bu kimliği
Boşluğunu avuçlayan ayaklarıma
Yeni bir iştah dokunsa teselli olur
Kırgın annelere sormam ikindileri
Donuk suratlara bu şiirleri vermem
Korkma
Gülmem gülmek istediğine
Yeni bir siyahla tanışırsa göğsüm
Bu tanı söylenir mi korkmadan?
Bilmem
Kızıl olmak isteyen kırmızılar günü
Derken ölür içimde tek sen olmayışım
Hasmım gül görüntüsü veriyor bana
Kararımı verdim asılıyor gün
Ellerimi ellerine bağlayan lehim
Rengi belirsiz bir boşvermişliğim var
Anlayana davul zurna gözbebeklerim
Şimdi bir düğün ıssızlığında duvarlar
Ne demişti şair? (retorik değil)
Gayri ihtiyari yaktım ışıklarını
Her sarhoşun bir yoldaşı olsun dedim
Azap olunca düz bir çizgide yürümek
Şaşırmak en fazla sana yakışır
Kayıt Tarihi : 11.3.2024 10:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!