ŞİİRİMİZDE YENİLEŞME HAREKETLERİ İÇİNDE
Yahya Kemal Beyatlı Ve Gülce Aruz
Türk şiiri kendi mecrasında akışını devam ettirirken, şiirde 'kemalât' derecesine ulaşmış bazı kendi sevdalıları tarafından YENİLEŞTİRİLMEYE de çalışılmıştır. Şiir yolculuğumuzda, bizi en çok derinden etkileyenler de bu 'yenileştirmeciler' olmuştur. Bunlardan birisi de YAHYA KEMAL ' dir.
'...Cihan harbi sıralarında, edebiyatımızda hece-aruz kavgaları devam ederken, Yahya kemal'in aruz vezniyle yazılmış bazı parçaları ekseriye mısra mısra, ağızdan ağıza dolaşmaya başladı.Bunlardan bir kısmı, şiirde SADE DİL ve HECE VEZNİ gayesini güden 'Yeni Mecmua' da 'Bulunmuş Sahifeler' başlığı altında neşredildi.
En TEMİZ BİR DİLLE yazılmış olan bu manzumeler, Türkçe'mizin nazmın(şiirin) bünyesi içinde alabileceği MUSİKİ KIYMETİNE itiraz götürmez şekilde misal teşkil ettikleri gibi, şiire en ziyade yakışan tahassüsleri de ihtiva ediyorlardı. Fakat, Fikret'ten Mehmet Akif'ten farklı olarak, en güzel nazmın, hiç bir zaman NESRE EN YAKIN EDA ile yazılan nazım olmayacağına da kaniydi Yahya Kemal... Eserleriyle de bunu ispat etti...
Mümtaz bir zevkin temin ettiği muvazene ile NAZMIN(ŞİİRİN) İÇ ve DIŞ KIYMETLERİNİ aynı kuvvetle ihtiva eden bu manzumeler, YENİ ŞİİR davasını halletmişti. Yalnız, başlarında Ziya Gökalp bulunan HECE taraftarları, Yahya Kemal'in bu güzel eserlerini hece vezniyle yazmayışına müteessirdiler.
Yahya Kemal, nazım(şiir) için VEZNİN ESAS DEĞİL, BİR VASITA olduğuna kani olarak, yazmakta devam etti. Muhtelif şarkıları ve 'Nazar, Deniz, Ses, Açıkdeniz' isimli manzumeleriyle YENİ ŞİİRİN EN GÜZEL ÖRNEKLERİNİ MEYDANA KOYARAK edebiyatımızın son çeyrek asırlık devresine hakim oldu. Bu zamanda, hece vezniyle yazanlar üzerinde bile Yahya Kemal'in sanat telâkkisi müessir olmuştur. Onun muvaffakıyetinde, gerek ŞARK, gerek GARBe ait KUVVETLİ BİR EDEBİ KÜLTÜRle mümtaz bir zevke sahip olmasının büyük tesiri vardır. Şairin sanat hayatında 1937'den sonraki yıllar YENİ BİR HAMLEye zemin teşkil eder; bir müddet eser neşretmedikten sonra, 'Rintlerin Ölümü, Düşünce, Deniz Türküsü, Vuslat, Itri, vs. gibi çok kuvvetli manzumelerini vermesi bu son yıllar içindedir.
Yahya Kemal'in sanatında dikkate değer bir cephe de ESKİ ZEVKLE GAZELLER ve ŞARKILAR yazmış olmasıdır. Bazılarınca Divan şiirinin devamı ve taklidi gibi telakki olunan bu eserler HAKİKATTE BUNDAN FARKLI BİR SANAT ZİHNİYETİNİN MAHSULLERİDİR.
O bunlarla bir (neoklasizm) yapmayı düşünmüştü. Bu gazeller şu veya bu Divan şairinin yolunda yürümekten ziyade, bütün ESKİ ŞİİRİN KIYMET OLARAK KALAN TARAFINI ve ZEVKİNİ MEYDANA KOYAN ve bu itibarla(*) ...-ESKİYİ İNKAR ETMEDEN, ONA KARŞI ÇIKMADAN- YENİDEN YENİ ÇIKARABİLECEĞİNİ ORTAYA KOYAN ESERLERDİ.(**)
(*) M.N.ÖZÖN, a.g.e(syf: 96)
(**) Antoloji.com'da ki GÜLCE Grubu Mesajlarından
GÜLCE, Türk şiir tarihindeki yenileşme hareketlerinin hepsini tarafsız bir şekilde sinesine sarmış, onlardan kendisine dersler çıkarmış edebi bir harekettir.
Yahya Kemal Beyatlı'nın, arı-duru ana dilimizi mükemmel bir şekilde ARUZ vezninde kullanmış olması, Gülce'mize ARUZ konusunda ışık olmuş, yol olmuş; Aruz sahasında da YENİ NAZIM TÜRLERİ'ni vesile kılmıştır.
Yahya Kemal'in yanı sıra Mehmet AKİF ERSOY, Neyzen TEVFİK, İbrahim Alaattin GÖVSA, Mehmet ÇINARLI gibi aruz ustalarının gayret ve çabaları da; bugüne kadar özellikle genç şairlerimiz için ZOR ve ANLAŞILMASI-UYGULANMASI GÜÇ OLAN ARUZ'u -GÜLCE ARUZ ile korkulu rüya olmaktan çıkarmıştır.
Pek yakında GÜLCE ARUZ açıklamalarımız ile, gençlerimiz Aruz ileşiir yazmanın ne kadar kolay olduğunu görecekler ve aruz vezinli şiirler yazacaklardır.
Mustafa CEYLAN
Mustafa CeylanKayıt Tarihi : 7.2.2010 22:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Allaha emanet olunuz saygılar benden ümüt güngör
bu değerli bilgileri bizlerle paylaştıgınız için sonsuz teşekkürler Mustafa bey.
biz çömez şairlerin sizin gibi ustalardan ögrenecegi çok şey var.
yürekten kutlarım efendim dilerim bu yazı amacına ulaşan bir yazı olur.
nice paylaşımlarda buluşmak dileklerimle esen kalın efendim saygılar.
TÜM YORUMLAR (2)