suya benzetsem hayalini
gül ıslanır, ben boğulurum
kaç zamandır yudumsuzum
içsem fırat’ı yangınıma kar etmez
bir gün balıklardan bilecek pulsuzluğumuzu
mektupsuzluğumuzu
altın pul işlesem suya, bu zamansız pusuya
gölgesi düşse bardağa, kana kana içsem de
yetmez gayrı benden az o
hararetime inat ıssız sahrada yaz o
ayak basılmamış kum, Azra mısın be Azo
civanperçemi kırlara benzetsem
tenha kokular sunar zerrelerime
hicazım oldu istanbul, hicretim hicran
bunalımdayım desem civanlığıma sayar
varlığım eksildikçe aşkım neden artıyor
sabaha çıkmaz bu can
kalıbımı basarım;
kalıbıma can katan öz o
buhrandan sonra gelen vuslatla pişmiş haz o
yesrib’e adaş oldun, Azra mısın be Azo
sedef süslü taş desem
kara kehribar küser, oltuya reva olmaz
karınca kararınca itirafımdır
her kara gözlüye tutulmakmış yazgım
karın tokluğuna bir sevda, bir tarhana tadında
cevahirden yoksun soframda bez,
çorbama kattığım tuz o
içimde gül erirken pembe yakuttan buz o
delinmemiş inci mi, Azra mısın be Azo
bir yastıkta bir ömür dilesem çok mu gelir
ve tüle saklasam telli duvaklı yüzü
naz evinin dişi kuşu bilmez mi acep
bir alyansın içi boşsa benim gönlüm de boş
ev ekmeğine doysam, hastalıkta ve sağlıkta
yanağımda elleriyle, başucumda şefkati
başımı yaslayacağım diz o
buse düşmez dideye, çeyiz sandıkta kız o
el değmemiş bakire, Azra mısın be Azo
en çok bedbahta sığar hayatı
ellerin kadınıysa nerden bilirdim
boşuna ağlatmamış rol yapan fatma girik
mısralarda ölmekmiş adına şiir yazmak
hanımefendi mi, dişi olmak mı daha zor
ne kolaymış kara çalmak bir kadına
türk kırması kürt kadın-kadıncık
nazlı’dan kırma nazo
kara bahtıyla evli, gelinlerden bir ezo
meryem’den mi türedin, Azra mısın be Azo
ve bağlasam saçını bağlamanın teline
türkü yakılır durur her dokunuşumda
kiraz ağacından toplasam buselerini
dudaklarım kızarsa
utansam dudak ucuyla söylediklerimden
iki damla yaş düştü düşeli yanaklarına
ilişti ilişeli saçlarına bu çiçek
çiçeğe dargın kırlar çiçeğe küskün vazo
kimler çalsın sevdayı, mızrabı yitik saz o
şiirler sana vurgun, Azra mısın be Azo
acıklı bir perdeden musikiye benzer en çok
kor döker sanki sanat ağzından döküldükçe
tiril tiril titreyen bir seda tarif etsem
soğuktan sesi düşmüş bir kadını anlatsam
mevsimsiz bir kardelen
ya da zemheride sönmeye yüz tutmuş köz o
ben kürdîlihicazkâr, rast perdesinde söz o
bestesi suspus güfte, Azra mısın be Azo
bilmem kaç yıl öncesi tuttuğum bir güncede saklı,
göz göze gelmek umuduyla karış karış gezdiğim
bir şehrin sokaklarında aradığım
sol yanımdaki çarpıntının sebebi
bulamadığım, konuşamadığım, bakamadığım
yüz görümlüğü takamadığım yüz o
karasına müptela, ah vurulduğum göz o
ateşli bir verem mi, Azra mısın be Azo
bir eylül, bir hazan, belki okul mevsimi
ilme mi susamıştım yoksa maluma
oysaki sarı yapraklı her mevsim
ve sarı yapraklı her kitaptan sonra
okullar dağılırdı, kitaplar unutulur
en sevdiğim kitabım, en değerli fasikül
açıp açıp okuduğum cüz o
çardak üstünde salkım, incir kokulu güz o
peygamber üzümü mü Azra mısın be Azo
sır küpü yüreğimde yıllar sonra aynı sancı
hala varmış gibi onu anlatmak ne zor
ne bertaraf etmek kolay ne de itiraf
kestim artık cezamı, gizlemeye takatsiz
ilk göz ağrım, malihülyam
ilk gençliğimden miras, tertemiz iz o
sırra kadem bastıkça çözemediğim giz o
tılsım çözülsün artık; Azra mısın be Azo
14.02.2008 – 16.02.2008 / İstanbul
Asım YıldızKayıt Tarihi : 17.2.2008 00:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Asım Yıldız](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/02/17/azra-misin-be-azo.jpg)
dönüp dönüp okuduğum yüreğimde haz o
hasretin izdüşümü Azra mısın be Azo....
Çok güzeldi yüreğinize sağlık
Saygılar kaleminize
Yeni yılınız kutlu olsun, nice nice mutlu yıllara...'
Karamanlı Âşık Çağlari
Kurgusu ve duygu yükü ile nefis bir şiir olmuş. Tebrik ediyorum üstadım. Kaleminiz daim olsun.
Benden Tam Puan.
Sevgi ve saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (7)