Kızgın bir akşam üstüydü sere serpe serildim, çırılçıplak hüzünlerin bedensiz diline. Seyrettim Dünya’yı ismini bilmediğim yerden. Gelenler ve gidenler oldu ara sıra merakla bakanlar. Ayak sesinin getirdiği melodileri dinlettim onlara. Notalarında gizlenen bolca ağıt, bolca bencilliğin. Tabi benden başkası farketmedi ben geçtim hüzünden. Sonra acı su içtim keder denizinden. Ruhumu senle arındırdım ama gamsızlığın yaktı sinemi. Kirpik uçlarında ahsın şimdi.
Gidenlerin tortusunda zaman aşımına uğramış binlerce cevapsız soru, yılgın bedenler, çürümüş ruhlar, çaresiz fırtınalar ve kanadı kırık hikayeler. Birgün yüzüne çıkartıp temizlemeye kalksalarda nefes almıyor artık geçmişin ciğerleri. Silkelesende toza bulanıyor her soluk alışverişi.
Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Devamını Oku
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.