azLeyle
serin bir akşamüstü
annem doğurmuyor beni bir kez daha
ayvalar yapraklarını avuçlarıma taşıyor
bir ceset kadar büyüyorsun ıslak kaldırımlarda
bir dağ kadar küçülüyorsun ellerimde
ölüyor ikimizden biri
duymuyor diğeri
sonra karanlık oluveriyor
gençliğim biraz daha uzaklaşıyor aynalardan
baba evinden çıkan gelin gibi
süzülüyor hasret yamacımızdan
kumrular tünüyor çınarın tenhasına
asgari ücretli babası
pembe çantayı alınca kızına
içimdeki koca çınar binlerce kuşun yuvası oluyor
gökkuşağından bir çatısı oluveriyor evimin
babam anneme beni sorunca
şehri sokak sokak dolaşmak yetmiyor
alnının tahtasında adım yazmayınca
bir cinnet borçluyum size ey insanlar
erteliyorum, annem üzülmesin sabah
öfkemi çiğneyip yutuyor
hicaz makamında bir hayyalel felah
alnımı sersem yüzün şavkına
yasak bir fikrin şehveti gibi
dolaşır damarlarımda sevda
avuçlarında çizgiler yüzümde kertik
tara saçlarını benim için
saçların duvarda rakkas
kediler uyur mu eteklerinde
eteklerin bileklerimde kelepçe
size bir yaşamak borçluyum ey insanlar
erteliyorum, ölmek için vakit var
serin bir akşamüstü
doğmam ben bir daha, bilirim
yarasalar götürsün beni mağarama
sen saraylara layıksın sevdiğim..
Mart 2024-İstanbul
Yalçın YamanKayıt Tarihi : 18.4.2024 23:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!