Dünya barış bebeğini kucağında senelerce taşıyan kutlu ecdadım Ulu hakan Abdülhamit Han hazretlerine;
Geçerken sultanım Yıldız’ın önünden
Gözüm gözlerini arar pencerede
Sonra rüzgar eser Balkan yönünden
Eritir ruhumu kanlı cenderede
Hicran postasının kan yüklü mektubu
Hakikat vehmeder eserken seraba
Bu değildir, lakin elçilik üslubu
Postacı güvercin değil de akbaba
Oynaşır tahtında zulmetin gölgesi
Dört renkten mürekkep, zifiri ihanet
Böyle olmamalı barışın ölmesi
Musalla edecek hukuku işaret
Bosna’nın tecvitsiz selaları gelir,
Secdesiz rükusuz namaza başlarım
Bilmem başkaları seni nasıl bilir
İsmin anıldı mı dökülür yaşlarım
Kayıt Tarihi : 12.6.2008 21:58:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
AYRICA ABDÜLHAMİT HAN'IN KURDUĞU KURUMLARIN 1 TEK TANESİNİ BİLE OLUŞTURACAK İMANA SAHİP OLAMADIK OLACAĞIMIZDA YOK GİBİ.. YENİLERİNİ YAPACAK KUDRETİMİZ YOK ANCAK ESKİLERİYLE ''İDARE ETME'' YÜZSÜZLÜĞÜNE SAHİBİZ...
O KANLA ALINAN TOPRAKLARI MASA BAŞINDA SATMADI VE BEDELİNİ ÇOK AĞIR ÖDEDİ. TALİHİN NE GARİP BİR CİLVESİ Kİ HAYATI BOYUNCA KAN DÖKMEKTEN KAÇINAN BU BÜYÜK SULTAN O DÖNEM OLUŞAN ERMENİ AYAKLANMALARINI BASTIRDIĞI İÇİN KAN DÖKÜCÜ MANASINA GELEN ''KIZIL SULTAN '' UNVANINA BİLE LAYIK GÖRÜLMÜŞTÜR.VE İÇİMİZDEKİ GAFİLLER SAYESİNDE BUGÜN ÇOK KİŞİ KENDİSİNİ SADECE BU ŞEKİLDE ANIYOR .
BU ANLAMLI ŞİİRİN İÇİN SENİ KUTLUYORUM.VE BU GÜZEL ŞİİRİ OKUYAN HERKESİ BİR FATİHA OKUMAYA DAVET EDİYORUM.
Sultan Abdülhamid Han'ın Ruhaniyetinden İstimdat
Nerdesin sevketlim, Sultan Hamid Han?
Feryâdım varır mı bârigâhina?
Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,
Su nankör............ bak günâhına.
Târihler ismini andıgı zaman,
Sana hak verecek, ey koca Sultan;
Bizdik utanmadan iftira atan,
Asrın en siyâsî Padişâhına.
'Pâdişah hem zâlim, hem deli' dedik,
Ihtilâle kıyam etmeli dedik;
Şeytan ne dediyse, biz 'beli' dedik;
Çalıstık fitnenin intibahına.
Dîvâne sen değil, meğer bizmişiz,
Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz.
Sade deli değil, edepsizmişiz.
Tükürdük atalar kıblegâhına.
Sonra cinsi bozuk, ahlâkı fena,
Bir sürü türedi, girdi meydana.
Nerden çıktı bunca veled-i zinâ?
Yuh olsun bunların ham ervâhına!
Bunlar halki didik didik ettiler,
Katliâma kadar sürüp gittiler.
Saçak öpmeyenler, secde ettiler.
.................. pis külâhına.
Haddi yok, açlıkla derde girenin,
Sehpâ-yı kazâya boyun verenin.
Lânetle anılan cebâbirenin
Bu, rahmet okuttu en küstâhına.
Çok kişiye simdi vatan mezardır,
Herkesin belâdan nasîbi vardır,
Selâmetle eren pek bahtiyardır,
Harab büldânın sen sabahına.
Milliyet dâvâsi fıska büründü,
Ridâ-yi diyânet yerde süründü,
Türkün ruhu zorla âsi göründü,
Hem Peygamberine, hem Allâh'ına.
Lâkin sen sultânım gavs-ı ekbersin
Âhıretten bile himmet eylersin,
Çok çekti şu millet murada ersin
Sefâat kıl şâhım mededhâhına.
Rıza Tevfik Bölükbaşı
Bâzı şeylerin anlaşılabilmesi için zamanın devirdayım etmesi gerekir kanaatimce.
Teşekkürler kardeşim.
TÜM YORUMLAR (5)